Câmi Yaparken İnsanların Yardımlaşması
İbn-i Abbâs Hazretleri’nin âzadlısı İkrime (r.a) şöyle anlatır:
Abdullah bin Abbâs (r.a) bana ve oğlu Ali’ye:
“–Ebû Saîd’e gidip ondaki Peygamber Efendimiz’in hadislerini dinleyin!” dedi.
Ebû Saîd (r.a)’in yanına vardık. O, kardeşiyle birlikte bahçelerini düzeltiyor ve suluyordu. Bizi görünce elbisesini alıp yanımıza geldi, dizlerini yukarıya dikip uyluklarını karnına dayadı ve kollarıyla dizlerini tutarak oturdu. Sonra bize hadis-i şeriflerden rivâyet etmeye başladı. Nihayet Mescid’in inşâsı bahsine geldi. O hususta şunları söyledi:
“–Biz Mescid’in inşaatına kerpiçleri birer birer taşırken Ammâr (r.a) ikişer ikişer taşıyordu. Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) onu gördü, yanına varıp başındaki tozu toprağı silkeledi ve şöyle buyurdu:
«–Vah Ammâr’a! Kendisini azgın ve isyankâr bir topluluk öldürecektir. Ammâr onları Allah’a ve Cennet’e davet eder, onlar ise Ammâr’ı Cehennem’e davet ederler.»
O esnâda Ammâr (r.a):
«–Fitnelerden Allah’a sığınırım!» diyordu.” (Bkz. Buhârî, Salât, 63; Cihâd, 17)
Şerh:
Cenâb-ı Hak (a.c) Hazretleri şöyle buyurur:
“Allah’a şirk koşanlar, kendi kâfirliklerine bizzat kendileri şahitlik ederken, Allah’ın mescitlerini imar etmeye layık değildirler. Onların hayır nâmına bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Ve onlar ateşte ebedî kalacaklardır. Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namaza devam eden, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.” (et-Tevbe, 17-18)
Mescidlerin îmârı, onları binâ etmek mânâsına geldiği gibi zikir ve ibâdetle, cemaate devam ederek ve tevhid ile mâmûr etmek mânâsına da gelir.