Bir İhtiyaç Sebebiyle Câmiye Deve Sokmak (210. Hadis-i Şerif Dersi)

Bir İhtiyaç Sebebiyle Câmiye Deve Sokmak

Ümmü Seleme (r.a) şöyle buyurur:

“Hac esnâsında Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz’e hasta olduğumu arzettim. O da:

«‒İnsanların arkasından (deveye) binerek tavâf et!» buyurdular.

(Öylece) tavâf ettim. Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz de Beyt-i Muazzam’ın tâ yanında durmuş (sabah) namazı kıldırıyor ve: «وَالطُّورِ. وَكِتَابٍ مَسْطُورٍ» diye başlayan sûreyi okuyorlardı.” (Buhârî, Salât, 78; Hac, 64)

Şerh:

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) Mekke-i Mükerreme’den ayrılacaklardı. Ancak zevcesi Ümmü Seleme (r.a) rahatsızlığı sebebiyle henüz tavâf edememişti. Allah Rasûlü (s.a.v) ona:

“–Sabah namazı için kāmet getirildiğinde insanlar namaz kılarken, sen devenin üzerinde (arka taraftan) tavâf et!” buyurdular. (Buhârî, Hac, 71)

Asr-ı saâdette kadınlar, tavâf esnâsında erkeklerin içine karışmazlardı. Hz. Âişe (r.a) erkeklerden uzak bir yerde tavâf eder, onların arasına girmezdi. Kendisiyle birlikte tavâf eden bir kadın:

“–Ey Mü’minlerin Annesi! Haydi, gidip Hacer-i Esved’e el sürüp istilâm ede­lim!” dediğinde, Âişe (r.a) bunu kabul etmemişti.

Hattâ Hz. Âişe (r.a) ve arkadaşları geceleyin, iyice örtünüp tanınmaz bir vaziyette çıkar, öyle tavâf eder­lerdi. Beyt’e girip ibadet edeceklerinde, onlar çıkıncaya kadar erkekler oradan çıkarılırdı. (Buhârî, Hac, 64)

Bu rivâyetlerden, kadınların erkeklerle beraber tavâf edebileceği, fakat mümkün olduğunca erkeklerin arka tarafından ve onlara karışmadan tavâf etmelerinin daha iyi olaca­ğı anlaşılmaktadır. Zira tavaf da namaz gibi, bir ibadettir. Namazda nasıl kadınlar erkek­lerin arkasında durur ve onlara karışmazlarsa, tavafta da öyle olmaları gerekir.

İbn-i Abbâs (r.a), Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) deve üzerinde tavâf ettiler” buyurmuştur. (Bkz. Buhârî, Salât, 78)

Bu, insanlar haccın nasıl yapıldığını rahatça görebilsinler ve meselelerini rahatça sorabilsinler diye yapılmıştır. Mâzur olan kişi binek üzerinde tavâf edebilir ama böyle olmayan kimse binek üzerinde tavâf ederse bu, Hanefîlere göre kerahatle birlikte câizdir ve böyle tavâf eden kimse, Mekke’de bulunduğu müddet içinde onu iâde etmelidir.

%d bloggers like this: