Karanlık Gecelerde Bile Câmiye Devâm Etmek (211. Hadis-i Şerif Dersi)

Karanlık Gecelerde Bile Câmiye Devâm Etmek

Enes (r.a) şöyle buyurur:

“Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in ashâbından iki zât karanlık bir gecede Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’in huzur-i âlîlerinden çıktılar. Önlerinde kandil gibi iki nûr parıldadı. İki arkadaş birbirlerinden ayrılınca her birinin önünde bir nûr parlamaya devâm etti ve tâ evlerine gidinceye kadar (yollarını tenvîr ettiler).” (Buhârî, Salât, 79)

Şerh:

Bu iki sahâbînin biri Evsîler’den Abbâd ibn Bişr, diğeri Üseyd ibn Hudayr veya Uveym ibn Sâide el-Eşhelî’dir (r.a).

Bu hâl, Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) için mûcize ve o iki sahâbî için kerâmettir. Böyle bir kerâmete nâil olmalarının sebebi, Allah Rasûlü (s.a.v) Efendimiz’in mübârek sohbetlerini kaçırmamak ve yatsı namazını Mefhar-i Kâinât (s.a.v) Efendimiz’le birlikte kılmak gibi paha biçilmez faziletleri elde edebilmek için gece karanlıklarına kadar Mescid’de kalmalarıdır.

Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v):

“Karanlıklarda câmilere yürüyen kimseleri, kıyâmet gününde tam bir nûr ile müjdele!” buyurmuşlardır. (Ebû Dâvûd, Salât, 49/561; Tirmizî, Salât, 51/223)

İki sahâbînin önünde parlayan bu iki nûr-i mübîn, Efendimiz (s.a.v)’in verdikleri müjdenin doğruluğuna şâhit ve o yüce sahâbîlere ikrâm olarak, daha bu dünyada iken zâhir olmuş, insanlar tarafından görülmüşlerdir. Kimbilir âhirete vardığımızda, karanlıklarda câmilere yürüyen mü’minler, nasıl bir nûra garkolacaklardır.

Burada câmiye ve cemaate devam etmenin ve bu uğurda meşakkatlere katlanmanın faziletini görüyoruz.

%d bloggers like this: