Câmide ve Hâricinde Parmakları Birbirine Kenetlemek (217. Hadis-i Şerif Dersi)

Câmide ve Hâricinde Parmakları Birbirine Kenetlemek

Ebû Mûsâ el-Eş’arî (r.a)’den nakledildiğine göre Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v):

“Mü’min ile mü’min (birbirlerine karşı) duvar(ın parçaları) gibidirler, biribirlerini sımsıkı tutarlar.” buyurmuşlar ve bunu söylerken (mübârek) parmaklarını biribirine geçirip kilitlemişler. (Buhârî, Salât, 88)

*

Ebû Hüreyre (r.a) şöyle buyurur:

Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v) bir defâsında bize Öğlen veya İkindi namazlarından birini kıldırırken iki rekâttan sonra selâm verdiler. Ondan sonra Mescid’in içinde yana uzatılmış bir tahta parçasına doğru kalkıp oraya dayandılar. Sanki gadaplıymış gibi bir hâlleri vardı. Sağ elini sol elinin üstüne koyduktan sonra parmaklarını birbirine geçirip sağ yanağını sol elinini ardına yapıştırdılar. (O vaziyette bakıyorlardı.)

Acele çıkmak isteyenler Mescid’in kapılarından çıkıp (kendi kendilerine): «Namaz kısaldı.» dediler. Cemâatin içinde Ebû Bekir ve Ömer (radıyallâhu anhümâ) da vardı. Bunlar (mehâbet-i huzûrdan dolayı) çekinerek bir şey söylemediler. Yine o cemâatin içinde kolları uzun olduğu için Zü’l-Yedeyn dedikleri bir zât vardı. O zât:

«‒Yâ Rasûlâllâh, unuttunuz mu? Yoksa namaz mı kısaldı?» diye sordu. Efendimiz (s.a.v):

«‒Ne unuttum, ne de kısaldı.» buyurdular. Sonra Efendimiz (s.a.v):

«‒Zü’l-yedeyn’in dediği gibi mi oldu?» diye suâl ettiler. «Evet.» denilince (hemen) ileriye varıp namazdan eksik bıraktıkları rekâtları kıldırdılar. Sonra selâm verdiler. Akabinde tekbîr alıp secdeye vardılar. (Her vakitki) sücûdu kadar, yâhud daha uzun müddet secdede kaldılar. Sonra başlarını kaldırıp tekbîr aldılar. Ardından tekbîr alıp (yine) secde ettiler. Sonra (yine) başlarını kaldırıp tekbîr aldılar.”

Bu hadîsin râvîlerinden İbn-i Sîrîn’e:

“‒Sonra selâm verdiler mi?” diye sormuşlar. O da:

“‒(İmrân ibn-i Husayn’ın) «Sonra selâm verdiler» (dediğini bana haber verdiler.)” demiştir. (Buhârî, Salât, 88)

Şerh:

Câmide ve câmi hâricinde teşbîk, yani parmakları birbirine kenetlemekte bir beis yoktur. Ancak câmide ve namazda böyle yapmanın mekruh olduğunu söyleyen âlimler vardır.

Hanefîler, diğer rivâyetlere de bakarak şu hükme varmışlardır: Namazda yalnız îmâ ve işârette bulunmak câizdir, ancak unutarak veya bilmeden konuşmak namazı bozar.

%d bloggers like this: