Kişi, Gün Batmadan İkindi’nin Bir Rekâtına Yetişirse
Ebû Hüreyre (r.a) şöyle demiştir:
Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdular:
“Biriniz ikindi namazından bir secdeyi gün batmadan evvel yetiştirecek olursa namazını tamamlasın! Sabah namazından da bir secdeyi gün doğmadan yetiştirecek olursa namazını tamamlasın!” (Buhârî, Mevâkitu’s-Salât, 17)
Şerh:
Güneş’in batmasından evvel ikindi namazının bir rekâtı kılındıktan sonra gün batarsa, namaz bâtıl olmayıp, tamamlanması lâzım geldiği husûsunda fakîhlerin ittifakı vardır. Sabah namazı hakkında da cumhurun kavli budur. Yalnız Hanefîler, “Sabah namazı tamamlanmadan Güneş doğarsa namaz bâtıl olur” derler.
*
Abdullah ibn-i Ömer (r.a), Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz’in şöyle buyurduklarını işitmiştir:
“Sizden evvel gelen ümmetlere nisbetle sizin dünyâda kalma müddetiniz, bütün güne nisbetle ikindi namazından Güneş’in batışına kadarki müddet gibidir. Ehl-i Tevrât’a Tevrat verildi. Onunla amel edip çalıştılar. Lâkin gün yarıyı bulunca çalışmaktan âciz kalıp vazgeçtiler. Fakat yine de kendilerine birer kırat olan gündelik ücret verildi.
Ehl-i İncil’e İncil verildi. Onlar da İkindi Namazı vaktine kadar onunla amel edip çalıştıktan sonra âciz kalıp vazgeçtiler. Onlara da birer kırat olan gündelik verildi.
Sonra bize Kur’ân verildi. Güneş batıncaya kadar çalıştık. Bize ise ikişer kırat olarak gündelik verildi. Bunun üzerine önceki iki kitabın ehli:
«–Ey Rabbimiz, onlara ikişer kırat, bize ise birer kırat verdin. Hâlbuki biz daha çok çalıştık!» dediler.
Allah (Celle ve Alâ Hazretleri):
«–Gündeliğinizden bir şey kestim mi?» diye sordu. Onlar:
«–Hayır, (yâ Rab)» dediler.
Cenâb-ı Hak da:
«–Bu benim lûtfumdur, onu dilediğime veririm!» buyurdu.” (Buhârî, Mevâkitu’s-Salât, 17)
Şerh:
Demek ki ömrünü ibâdet üzere hayırla tamamlayan bir Müslüman, bütün dünya hayatı müddetince Allah Teâlâ’ya ibâdet ve tâat üzere amel etmiş gibi ecir alır.