Akşam Namazı’nın Vakti (245. Hadis-i Şerif Dersi)

Akşam Namazı’nın Vakti

Râfi’ bin Hadîc (r.a) şöyle buyurmuştur:

“Biz akşam namazını Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’le birlikte kılardık da her birimiz namazdan çıktığında attığı okun nereye düştüğünü görürdü.” (Buhârî, Mevâkitu’s-Salât, 18)

Şerh:

Bu söz yalnız temsil ve beyân için zikredilmiyor. Bazı rivâyetlerden, Akşam Namazı’ndan sonra ka­ranlık büsbütün basıncaya kadar ok yarışlarının yapıldığı anlaşılıyor.

*

Câbir ibn-i Abdullâh (r.a) şöyle buyurur:

“Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) Öğle’yi (zevâlden sonra) gündüzün sıcağında, İkindi’yi henüz Güneş (beyaz ve) tertemiz iken, Akşam’ı Güneş battığında, Yatsı’yı da gâh (erken) gâh (geç) kıldırırlardı. Cemâati toplanmış bulduklarında erken kıldırır, gecikmiş bulduklarında tehîr ederlerdi. Sabah Namazı’nı ise onlar veya Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) karanlıkta kılarlardı.” (Buhârî, Mevâkitu’s-Salât, 18)

Şerh:

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşladır:

“Cebrail -aleyhisselâm- bana Beyt’in yanında iki gün imam olup namaz kıldırdı. İlk gün Öğle’yi Güneş batıya meyledip (gölge) nalinin tasması kadar olduğu zaman; İkindi’yi, (her şeyin) gölgesi kendisi kadar olunca; Akşam’ı, Güneş batıp oruç­lunun iftar ettiği vakitte; Yatsı’yı, şafak kaybolunca; Sabah’ı da fecir doğup oruç­luya yeme içmenin haram olduğu zaman kıldırdı.

Ertesi gün ise Öğle’yi, (her şeyin) gölgesi kendisi kadar; İkindi’yi, iki misli olunca; Akşam’ı, ilk günkü vaktinde Güneş batıp oruçlunun iftar ettiği vakitte; Yatsı’yı, gecenin ilk üçte biri geçince; Sabah’ı da ortalık ağarınca kıldırdı. Sonra da bana dönüp şöyle dedi:

«–Ya Muhammed, bu, senden evvelki nebilerin vaktidir ve namazların vakitleri, bu iki vakitlerin arasıdır».” (Ebû Dâvûd, Salât, 2/393; Tirmizî, Salât, 1/149)

Cebrâîl (a.s), Akşam namazını iki günde de aynı vakitte yani güneş batınca hemen kıldırmıştır.

Akşam namazının vakti, Güneş battığı andan itibaren başlar, şafak kayboluncaya kadar devam eder. Şafağın ne olduğu husûsu ise ihtilaflıdır. İbn Ömer, İbn Abbâs, Mekhûl, Tâvûs, Mâlik, Süfyan es-Sevrî, İbn Ebî Leylâ, Ebû Yûsuf, İmâm Muhammed, Şafiî, Ahmed ibn-i Hanbel, İshâk ibn-i Râhûye ve İmam-ı Azam’dan bir kavle göre şafak güneşin battığı taraftaki kırmızılıktır. Ebû Hüreyre, Ömer ibn-i Abdülaziz, İmam Ebû Hanife’nin esah kavli ve Evzâî’ye göre ise, ufuktaki kızıllıktan sonra beliren beyazlıktır.

Âlimlerden bazıları “Akşam namazının vakti abdest alıp, ezan ve ka­metle birlikte üç rekât namaz kılıncaya kadarlık bir müddettir. Bundan son­raya kalırsa edâ olmaz kaza olur” derler.

Her ne kadar cumhurun görüşü bu değilse de, Akşam namazının ilk vak­tinde kılınması müstehabtır.

%d bloggers like this: