Mağrib’e Işâ Demek Doğru Değil
Abdullah ibn-i Muğaffel el-Müzenî (r.a), Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’in şöyle buyurduklarını nakleder:
“Bedevîler Mağrib (Akşam) Namazı’nızın ismi husûsunda size gâlib gelmesinler!”
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) veya Abdullah ibn-i Muğaffel (r.a) sözüne şöyle devam etmiştir:
“Bedevîler Mağrib’e Işâ (Yatsı) derler.” (Buhârî, Mevâkitu’s-Salât, 19)
Şerh:
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:
“Sakın Bedeviler yatsı namazınızın ismi husûsunda size galebe çalmasınlar! Zîra o namaz, Allah’ın Kitabında «Işâ’» diye zikredilmiştir. Bedevîler, develeri sağma işini iyice karanlığa bırakırlar. (O vakti ifâde etmek için de «Ateme» kelimesini kullanırlar. Buradan hareketle yatsı namazına da «Ateme» derler.)” (Müslim, Mesâcid, 229)
Mağrib’e “Işâ”, Işâ’a “Ateme” ve “Işâ-i Âhire”, her ikisine birden tağlîb tarîkıyla “Işâeyn” demek Arablar arasında pek yaygındır. Nitekim Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) ve sahâbîler tarafından da bu lâfızlar çok kullanılmıştır. Binâenaleyh bu hadîs-i şerîfteki nehiy, tahrîm için değildir. Yalnız Allah’ın Kitâbı’na uymak için yatsı vaktine “Işâ”, Yatsı Namazı’na da “Işâ” dedikten sonra, Akşam Namazı vaktine “Mağrib” demeye ümmeti alıştırmak istenilmiştir. Nitekim Cenâb-ı Hak Yatsı Namazı’nı Kur’ân-ı Kerîm’de Işâ diye isimlendirmiştir. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz de devamlı Kur’ânî tâbirleri ve tertibi tercih etmiştir.
Hadîs-i şerîf: “Bedevîler’in dediği gibi siz de Mağribe Işâ diye diye her iki vakti de aynı görmeye başlarsınız, bir müddet sonra da isim benzerliğine aldanarak Akşam Namazı’nı Yatsı vaktine kadar geciktirmekte bir beis görmemeye başlarsınız.” demek istiyor.