Sabah Namazı’nın Vakti (251. Hadis-i Şerif Dersi)

Sabah Namazı’nın Vakti

Enes (r.a) şöyle buyurur:

Zeyd ibn-i Sâbit (r.a) Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’le berâber sahûr ettikten sonra namaza durduklarını bana anlattı.

«–(Sahûr ile namaz) arasında ne kadar (zaman) geçmişti?» diye sordum.

«–Elli veya altmış (âyet okuyacak) kadar» dedi.” (Buhârî, Mevâkitu’s-Salât, 27)

Şerh:

Bundan sabah namazının erken kılındığı ve sahuru, fecrin doğuşuna yakın zama­na kadar geri bırakmanın müstehâb olduğu anlaşılır. Elli, altmış âyet oku­yacak kadar zaman, bir saatin üçte birinin beşte biri, yânî dört dakîka kadar takdîr edilmiştir ki, bir abdest alacak zamandır. Bâzıları el-Hâkka Sûresi’ni misâl olarak îrâd etmişler, bu sûreyi okuyacak kadar bir müddet beklediklerini söylemişlerdir.

*

Sehl ibn-i Sa’d (r.a) şöyle demiştir:

“Evimde sahûru ederdim de Sabah Namazı’nı Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz’le birlikte kılabilmek için (evimden çıkmakta) acele ederdim.” (Buhârî, Mevâkitu’s-Salât, 27)

Şerh:

Sabah namazını kılmak için tağlîs yani ortalık iyice aydınlanmadan evvelki vakti seçmek mi, yoksa isfâr, yânî aydınlığa kadar gecikmek mi efdaldir? Mâ­lik, Şafiî, Ahmed ibn-i Hanbel, İshâk ibn-i Râhûye hep tağlîsi tercîh ederler, bu ve benzeri hadîs-i şerîfleri de delil olarak gösterirler. Hanefîler ise isfâr’ı daha faziletli görürler. Delilleri bu hadîsin kuvve­tinde olmadığı hâlde, müteaddid tarîklerle rivayet edilen diğer hadîs­lerdir.

%d bloggers like this: