Ezân İle Kanlar Bağışlanır
Enes ibn-i Mâlik (r.a) şöyle buyurur:
“Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) bizi bir kavmin üzerine gazâya götürdükleri vakitlerde sabah olmadıkca hücûm ettirmezlerdi. Beklerlerdi, sabahleyin ezan sesi işitirlerse harpten vazgeçerlerdi. Ezan sesi işitmezlerse o kavme baskın yaparlardı.” (Buhârî, Ezân, 6)
Şerh:
Bir memlekette ezan okunması, oranın Müslüman olduğuna delâlet eder ve ahâlîsinin kanına dokunulmaz.
Ezan, İslâm Dîni’nin şiârı olduğu için, terk edilmesi caiz olmayan hükümlerdendir.
Şâfiî âlimlere göre ezandaki şehâdet kelimelerini söyleyen kişi Müslüman sayılır. Ancak Îsevîler bunun dışındadır. Çünkü “Îsevî” denen tâife, Emevîler’in sonuna doğru zuhur eden Ebû Îsâ isminde bir yahûdiye tâbîdirler. Bunlar Muhammed (s.a.v)’in Rasûlullah olduğunu kabul ederler, lâkin “Yalnız Araplara gönderilmiştir” derler. (Ahmed Naîm Efendi, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, II, 568)