Muğîre bin Şu‘be’nin oğlu evleniyor, herkes düğün sevinç ve heyecânı içinde bulunuyordu.
Delikanlı sevinçten uçuyor, sağa sola koşturup insanları düğününe dâvet ediyordu. Yolu Mü’minlerin Emîri Osman ibn-i Affân’a da uğradı. Onu da düğününe dâvet etti.
Halîfe gencin dâvetine icâbet etti. Büyüklere yakışan bir tevâzu ve samimiyetle düğün evine geldi. Kendisine yemek ikrâm edildiğinde ise:
“–Ben oruçluydum, fakat dâvete icâbet ederek bereket duâsında bulunayım diye geldim” dedi. (Ahmed, ez-Zühd, s. 129)
Dâvete icâbet sünnettir. Dâvet edilen düğüne gitmekle mühim bir vazîfe icrâ edilerek teşekkül etmekte olan yeni bir âileye şâhitlik yapılır. Böylece âilenin sağlam ve güvenli olmasına yardımcı olunur.