O Âyet Olmasaydı…

Osman bin Affân (r.a) bir gün bir kab su isteyip abdest aldı. Önce ellerinin üzerine üç kere su döküp yıkadı. Sonra avucuyla kaptan su alıp (üç defâ) ağzını çalkaladı, (üç defâ) burnuna su verip güzelce temizledi. Sonra yüzünü üç kere yıkadı, kollarını dirseklerine kadar üç kere yıkadı. Sonra başını meshetti. Sonra iki ayağını üç kere aşık kemiklerine (bileklerine) kadar yıkadı. Sonunda şöyle buyurdu:

“Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’i, aynen benim şu abdestim gibi abdest alırken gördüm. Abdestini bitirdikten sonra da şöyle buyurdular:

«Her kim şu abdestim gibi abdest alıp iki rekât namaz kılar ve bu iki rekât içinde hatırına (namaz ile münâsebeti olmayan) bir şeyi getirmezse ne kadar geçmiş günâhı varsa mağfûr olur».” (Buhârî, Vudû, 24, 28; Müslim, Tahâret, 3-4)

Bu iki rekât namaz, “Şükr-ü Vudû’” nâmı verilen nâfile bir namazdır.

Kişi namazda kendini havâtır ve hayallerle meşgul etmemeli, planlar yapıp hayaller kurmamalıdır. Kendiliğinden gelen düşünce ve vesveseler ise affedilmiştir. Bu tür düşünceler geldiğinde hemen onları zihninden uzaklaştırıp namazla meşgul olmalıdır.

İnsan namazda iken zihnini; okuduğu sûreler, dualar, zikirler, tesbihler ve tekbirlerin lâfızları ve mânâlarıyla, icrâ ettiği rükunların medlûlâtıyla meşgul etmelidir. Nefis ve şeytanla mücâdele etmelidir. Bu mücâdelenin mükâfâtı olarak da küçük günahları affedilecektir.

Yine Osman bin Affân (r.a) bir gün abdest alınca şöyle buyurmuştur:

“Size bir hadîs nakledeyim. Allâh’ın Kitâb’ında bir âyet olmasaydı onu size rivâyet etmezdim. Nebiyy-i Muhterem (s.a.v) Efendimiz’den işittim, şöyle buyuruyorlardı:

«Bir kişi abdest alır, abdestini de âdâb ve erkânına riâyet ederek güzelce alır, sonra (farz) namazı kılarsa, o abdest ile (daha sonraki) namaz arasında işlediği günâhları mutlaka affedilir.»

Hz. Osmân (r.a)’ın bahsettiği âyet-i kerîme şu idi:

“İndirdiğimiz açık delilleri ve hidâyet yolunu -Kitap’ta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra- gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder.” (el-Bakara, 159) (Buhârî, Vudû, 24)

Bu âyet-i kerîme mü’minleri tebliğe teşvik ediyor. Hz. Osman (r.a), insanlar aldanır da tembelliğe düşer diye hadîs-i şerîfi nakletmek istemiyor, ancak âyet-i kerimenin tehdidinden korkarak rivâyet ediyor.

%d bloggers like this: