Bu Hizmeti Biz Yapalım!

Hz. Osman’ın hizmetçisi anlatıyor:

“Osman (r.a) ile birlikte sıcak bir yaz günü onun Avâli bölgesindeki evindeydik. O esnâda Osman (r.a) iki genç deveyi çekip götüren birini gördü. Yerin üstü, şiddetli sıcak sebebiyle dalga dalga görünüyordu. Osman (r.a):

«‒Şu zâtın neyi var acaba! Keşke Medîne’de bekleseydi de hava biraz serinleyince yola çıksaydı?!» buyurdu. Adam bize yaklaşınca:

«‒Bak bakalım kimmiş!» dedi. Baktım ve:

«‒Ridâsını başına sarmış, iki genç deve götüren bir kişi görüyorum.» dedim.

O zât biraz daha yaklaşınca Osman (r.a):

«‒Bir daha bak!» dedi. Baktım, bir de ne göreyim: Ömer ibnü’l-Hattâb (r.a)! Hemen:

«‒Bu gelen kişi Mü’minlerin Emîri!» dedim.

Osman (r.a) kalkıp başını kapıdan dışarı çıkardı. Dışarda esen sıcak hava kendisini rahatsız edince hemen başını içeri çekip bekledi. Ömer (r.a) evin dengine gelince:

«‒Bu saatte seni dışarı çıkaran nedir?» diye sordu. Ömer (r.a):

«‒Zekât mallarından iki genç deve geride kalmışlar. Diğer zekât develeri yerlerine götürüldü. Bunları da koruluğa götürüp onlara katmak istedim. Zâyî olmalarından ve Allah Teâlâ’nın onları benden sormasından korktum!» buyurdu.

Osman (r.a):

«‒Buraya gelin ey Mü’minlerin Emîri! Biraz su için, gölgede dinlenin! Biz onları yerine ulaştırırız.» dedi. Ömer (r.a):

«‒Sen gölgene dön!» buyurdu. Ben:

«‒Yanımızda o işi yapacak hizmetçiler var!» dedim. Ömer (r.a):

«‒Sen gölgene dön!» buyurdu ve yoluna devam etti.

Osman (r.a):

«‒Kim son derece kuvvetli ve emîn[1] bir kişiye bakmak isterse şu zâta baksın!» buyurdu ve yanımıza döndü. Kendini gölgeye zor attı.”[2]



[1] Osman (r.a) bu sözüyle Kasas Sûresi’nin 26. âyet-i kerimesine telmihte bulunuyordu.

[2] İmâm Şâfiî, Müsned, s. 390; İbn-i Asâkir, Târîhu Dımeşk, c. 44, s. 274; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ğâbe, IV, 156/1240; Muhibbu’t-Taberî, er-Riyâdu’n-nadra, II, 394; Dehlevî, İzâletü’l-hafâ, II, 558-559.

%d bloggers like this: