Gözyaşlarını Dindirdi

Tebük Seferi’ne hazırlıkların yapıldığı esnâda ashâb-ı kirâm, Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’le Allah yolunda canlarını fedâ edebilme seferberliğinin ulvî heyecânını yaşıyordu. Ancak fakir sahâbîlerden yedi kişi, sefere iştirâk etmek için binek bulamamışlardı. Çoğunlukla iki askere hattâ bâzen üç askere bir deve düşüyordu ve bu deveye sırayla bineceklerdi. Sefere iştirâk etmeyi ve her an Allah Rasûlü (s.a.v) ile berâber olmayı cân u gönülden arzu ettikleri hâlde, nöbetleşe de olsa binecek bir deve bulamayan fakir sahâbîler, Allah Rasûlü’ne gelerek hâllerini arz ettiler. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz de kendilerine binek temin edemeyince ağlayarak geri döndüler. Bunun üzerine fakirlerin harbe iştirâk mecbûriyetinden muaf olduklarını bildiren şu âyet-i kerîme nâzil oldu:

(Ey Rasûlüm!) Kendilerine binek sağlaman için Sana geldiklerinde (Sen): «Sizi bindirecek bir binek bulamıyorum.» deyince, infak edecek bir şey bulamadıkları için kederlerinden gözyaşı döke döke dönen kimselere de herhangi bir mes’ûliyet yoktur!” (et-Tevbe, 92)

Âyet-i kerîmede, Hakk’ın rızâsına kavuşmak ve Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte olabilmek için teessürlerinden gözyaşı döktükleri anlatılan bu güzîde sahâbîlerin ihtiyaçlarını, İbn-i Yâmin, Hz. Abbâs ve Osman (r.a) tedârik ettiler. (İbn-i Hişâm, IV, 172; Vâkıdî, III, 994)

%d bloggers like this: