Ancak Allah Rasûlü’nün Ardında…

Umre için yola çıkan müslümanlar Hudeybiye mevkiine kadar gelmişler, müşrikler de onları Mekke-i Mükerreme’ye almamak için hazırlık yapmışlardı. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) savaşmayı hiç istemiyor, meseleyi sulh ile halletmeye çalışıyorlardı.

Birkaç elçi gelip gittiği hâlde antlaşma ve sulh için kesin bir netîce elde edilememişti. Peygamber Efendimiz (s.a.v), bu sefer Hz. Osmân’ı Mekke’ye, müşriklerle görüşüp meseleyi halletmesi için gön­derdiler ve:

“–Kureyşlilere git! Onlara haber ver ki, biz buraya hiç kimse ile çarpışmak için gelmedik! Biz ancak şu Beytullah’ı ziyâret için, onun haremliğine riâyet ve tâzîm ederek geldik. Yanımızdaki kurbanlık develeri kesecek ve döneceğiz! Sonra onları İslâm’a da dâvet et!” buyurdular.

Aynı zamanda oradaki erkek-kadın bütün mü’minlerle görüşerek, Mekke’nin yakında fethedileceğini müjdelemesini, Allah Teâlâ’nın dînine yardımcı olduğunu ve Mekke’de îmânın açığa vurulacağı günün yaklaştığını bildirmesini de emir buyurdular. (İbn-i Sa’d, II, 97; İbn-i Kayyım, III, 290)

Osmân (r.a), Rasûlullah’ın emri üzerine hemen hareket ederek Mekke’ye gitti.

Sahabîler:

“–Yâ Rasûlallah! Osman Mekke’ye girip Beytullah’a kavuştu, onu tavaf etti, ne mutlu!” dediler.

Rasûlullah (s.a.v):

“–Bizler tavaftan mahrum bırakılmışken Osman’ın Beytullah’ı bizsiz tavaf edeceğini hiç zannetmem!” buyurdular.

Ashâb-ı kirâm:

“–Yâ Rasûlallah! Osman Beytullah’a varıp kavuşmuş iken, Kureyşliler ona ne diye mânî olsunlar?” dediler.

Fahr-i Kâinât (s.a.v) Efendimiz:

“–Benim bu husustaki zannıma göre, Beytullah’ı biz tavaf etmedikçe, Osman da tavaf etmez!” buyurdular. (Vâkıdî, II, 601-602; Ali el-Müttakî, X, 483)

Osman (r.a), müşriklere, niyetlerinin umre yapıp dönmek olduğunu anlattı. Müşrik­ler buna rağmen yine de izin vermediler. Hz. Osmân’ı göz hapsinde tutarak:

“–İstiyorsan sen tavâf edebilirsin!..” dediler.

Fakat kendisini Allah’a ve Rasûlü’ne adamış olan mübârek sahâbî Osmân (r.a):

“–Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) Kâbe’yi tavâf etmedikçe ben de edemem! Ben Beytullah’ı, ancak O’nun arkasında ziyâret ederim…” diyerek Allah Rasûlü (s.a.v)’e olan sadâkatini bildirdi. (Ahmed, IV, 324)

Osman (r.a) Mekke’de kalıp hicret edemeyen mü’minlerle de görüşüp Peygamber Efendimiz’in müjdesini onlara ulaştırdı.

Kendisi bu hususta şöyle der:

“–Mekke’de görüştüğüm mü’minlerden bir erkekle bir kadına Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in müjdesini verdiğim zaman, onlar sevinçlerinden hüngür hüngür ağlamaya başladılar. O kadar ağladılar ki, ağlamaktan ölecekler sandım. Sonra da:

«–Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e bizden selam söyle! O’nu Hudeybiye’ye getiren Allah, Mekke’ye getirmeye de kâdirdir!» dediler.” (Vâkıdî, II, 600-601)

%d bloggers like this: