Rûme Kuyusu

Müslümanlar, Medîne-i Münevvere’ye hicret ettiklerinde su sıkıntısı çekiyorlardı. Akîk vâdisinin aşağısında, sel sularının biriktiği yerin yakınında bir kuyu vardı. Rûme Kuyusu diye meşhur olmuştu. Çevresi taşla örülü, derinliği on sekiz, eni sekiz zirâ‘[1] idi. İki zirâ‘ kadarı su ile dolu idi. Medine’de Rûme kuyusundan başka tatlı su yoktu.

Bu kuyuyu ilk önce Müzeyne kabilesinden bir adam kazdırmış, sonradan da Rûmetü’l-Gıfârî’nin malı olmuştu. O, suyun kırbasını bir müdde[2] satardı. Rûme Kuyusu daha sonra bir yahudinin eline geçti. Yahudi de kuyunun suyunu müslümanlara satar, hiç kimseye parasız bir damla su içirmezdi.

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v):

“–Rûme Kuyusu’nu kim satın alıp vakfederse Allah ona mağfiret edecektir” buyurdular.

Yine:

“–Rûme Kuyusu’nu, Cennet’te ondan daha hayırlısını kazanmak üzere kim satın almak ve kendi kovasını müslümanların kovalarıyla eşit kılmak ister?” buyurdular.

Osman (r.a), yahudiye gidip kuyuyu ondan satın almak istedi. Fakat yahudi tamamını satmaya yanaşmadı. Hz. Osman da kuyunun yarı hissesini ondan oniki bin dirheme satın aldı ve:

“–İstersen, su almak için iki gün benim hisseme ayır; istersen, bir gün bana, bir gün sana ayır!” dedi. Yahudi:

“–Olur! Bir gün senin için ayrılmış olsun, bir gün de benim için!” dedi.

Hz. Osman’ın gününde müslümanlar sularını alırlar lâkin yeterli gelmezdi. Bir müddet sonra yahudi:

“–Sen benim işimi bozdun! Öteki hisseyi de satın al!” dedi.

Osman (r.a), onu da oniki bin dirheme satın alıp Müslümanların istifâdesi için vakfetti.[3]



[1] Zirâ‘: 0.616 m’lik bir uzunluk ölçü birimi.

[2] Müdd: 0.688 lt’lik bir hacim ölçü birimi.

[3] Bkz. Buhârî, Müsâkât, 1; Tirmizî, Menâkıb, 18/3703; Ahmed, I, 70, 75; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VI, 168; Begavî, Mesâbihu’s-sünne, II, 198; İbn Abdilberr, İstiâb, III, 1039-1040; Muhibbu’t-Taberî, er-Rıyâdu’n-nadra, II, 122-123; İbn Sa’d, I, 504; Semhûdî, Vefâu’l-vefâ, III, 968-971; İbn Kesîr, Tefsîr, VIII, 422; Suyûtî, Lübâbu’n-Nukûl, s. 256.

%d bloggers like this: