Nübüvvetle Hilafet Bir Araya Gelmez

Hz. Hasan’ın vefatı yaklaştığında kardeşi Hz. Hüseyin’e şöyle dediği rivayet olunmuştur:

“‒Kardeşim seni bazı konularda bilgilendirmek isterim. Seni, ilgi duyduğun bu emirlik/iktidar işinden sakındırırım. Baban da bu işe meyletti. Allah onu bundan uzaklaştırdı ve hilafeti Ebû Bekir üstlendi. Sonra o tekrar istedi, Allah onu yine uzaklaştırdı ve Ömer üstlendi. Sonra tekrar istedi ve yine ona değil Osman’a gitti. Osman ölünce ona beyʻat edildi. Sonra bölündük ve kılıçlar çekildi. Onun bunu sona erdirmesi de mümkün olmadı. Vallahi ben, Allah Teâlâ’nın nübüvvetle hilâfeti bizde bir araya getirmeyeceğini düşünüyorum. Kûfe sefihlerinin kanlarından ve isyanlarından seni sakındırırım. Ben Hz. Âişe’den, Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in yanına defnedilme izni istedim. Bana «Tamam» dedi. Tam olarak bilemiyorum belki bana hayâsından dolayı böyle demiştir. Ben vefat edince tekrar ondan izin iste. Öyle zannediyorum ki bir grup seni bundan men edecektir. Eğer böyle yaparlarsa onlarla çatışma!”

Hz. Hüseyin (r.a), onun vefatından sonra Hz. Âişe’ye tekrar gitmiş o da: «Tamam» demiştir.[1] Ancak Emevî idarecilerden Mervân bin Hakem’in muhâlefeti ve mücâdelesi sebebiyle Hasan (r.a) Cennetü’l-Bakî’e defnedilmiştir. (İbn-i Sa’d, VI, 393; İbn-i Kesîr, el-Bidâye, I, 1212, 1213)


[1] Zehebî Târîhu’l-İslam, (41-60), s. 40, 41; Ayrıca bkz. İbn Abdilberr, el-İstiâb, I, 375-377; Suyûtî, Tarîhu’l-Hulefâ, s. 219; Varol, Hz. Hasan, s. 171.

%d bloggers like this: