II. ARAŞTIRMANIN METODU ve KAYNAKLARI

Araştırmamızda, Hz. Ebû Bekir’in Kur’ân’a hizmetleri ve Tefsir ilmindeki yeri konusunda kaynaklarımızda mevcut olan durumu olduğu gibi ortaya koymaya ve resmetmeye gayret ettik. Önceden kabul edilmiş bir görüşü temellendirmek ve ona deliller bulmak için çalışmadık. Öncelikle kaynaklarımızda yer alan malzemeyi tespit ettik, ulaştığımız bu bilgilere göre bir plan hazırladık ve daha sonra eseri kaleme almaya başladık. Mevcut rivayetlerin sahihlik ve zayıflık durumlarına işaret ederek konunun gerçek veçhesini ortaya çıkarmaya gayret ettik.

Çalışmamızda öncelikle Hz. Ebû Bekir’in hayatı ve yaşadığı ortam ile onun şahsî vasıflarını tespit etmek maksadıyla erken dönem tarih ve tabakât kitaplarına müracaat ettik. Bunların başında İbn İshâk’ın (v. 151/768) Sîret’i, İbn Hişâm’ın (v. 218/833) es-Sîretü’n-nebeviyye’si, İbn Saʻd’ın (v. 230/844) et-Tabakâtü’l-kübrâ’sı, Taberî’nin (v. 310/922) Târîhu’l-ümem ve’l-mülûk’u, İbn Abdilberr’in (v. 463/1071) el-İstîâb fî maʻrifeti’l-ashab’ı, İbnü’l-Esîr’in (v. 630/1233) Üsdü’l-ğâbe fî maʻrifeti’s-sahâbe ve el-Kâmil fi’t-târih’i, İbn Kesîr’in (v. 774/1373) el-Bidâye ve’n-nihâye’si, İbn Hacer el-Askalânî’nin (v. 852/1449) el-İsâbe fî temyîzi’s-sahâbe’si, Süyûtî’nin (v. 911/1505) Târîhu’l-Hulefâ’sı gelmektedir.

Hz. Ebû Bekir’in Kur’ân ve Tefsîr’e dair rivayetleri için öncelikle muteber hadis külliyatını taradık. Bunlar arasında Buhârî (v. 256/869) ve Müslim’in (v. 261/874) Sahîh’leri, Dârimî (v. 255/868), Ebû Dâvûd (v. 275/888), İbn Mâce (v. 275/888), Tirmizî (v. 279/892) ve Nesâî’nin (v. 303/915) Sünen’leri, İmâm Mâlik’in (v. 170/795) Muvatta’ı, Ahmed b. Hanbel’in (v. 241/855) Müsned’i ve Fadâilü’s-sahâbe’si, Abdürrazzak (v. 211/826) ile İbn Ebî Şeybe’nin (v. 235/849) Musannef’leri ve Mervezî’nin (v. 292/905) Müsnedü Ebî Bekri’s-Sıddîk’ı zikredilebilir.

Ardından, önde gelen tefsir kitaplarını tarayarak Hz. Ebû Bekir’in Kur’ân âyetlerinin nüzûlüne, tefsirine ve ahkâmına dair rivayetlerini, sözlerini ve fiillerini tespit ettik. Bu eserlerin başında Mücâhid b. Cebr’in (v. 103/721) Tefsîr’i, Ferrâ’nın (v. 207/822) Meâni’l-Kur’ân’ı, Ebû Ubeyde Maʻmer b. Müsennâ’nın (v. 209/824 [?]) Mecâzü’l-Kur’ân’ı, İbn Kuteybe’nin (v. 276/889) Ğarîbu’l-Kur’ân’ı, Taberî’nin Câmiu’l-beyân an te’vîli âyi’l-Kur’ân’ı, İbn Ebî Hâtim’in (v. 327/938) Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm’i, Mâtürîdî’nin (v. 333/944) Te’vîlâtü Ehli’s-Sünne’si, Beğavî’nin (v. 516/1122) Meâlimü’t-Tenzîl fî tefsîri’l-Kur’ân’ı, Zemahşerî’nin (v. 538/1144) el-Keşşâf an hakâiki’t-Tenzîl ve uyûni’l-ekâvîl’i, İbn Atiyye’nin (v. 541/1147) el-Muharraru’l-vecîz fî tefsiri’l-Kitâbi’l-Azîz’i, İbnü’l-Cevzî’nin (v. 597/1201) Zâdü’l-mesîr fî ılmi’t-tefsîr’i, Fahreddin er-Râzî’nin (v. 606/1210) et-Tefsîru’l-kebîr (Mefâtîhu’l-ğayb)’ı, Kurtubî’nin (v. 671/1273) el-Câmiʻ li-ahkâmi’l-Kur’ân’ı, Ebû Hayyân’ın (v. 745/1344) el-Bahru’l-muhît fi’t-tefsîr’i, İbn Kesîr’in Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm’i, Süyûtî’nin ed-Dürrü’l-mensûr fi’t-tefsîr bi’l-me’sûr’u, Ebü’s-Süûd’un (v. 982/1574) İrşâdü’l-akli’s-selîm ilâ mezâya’l-Kitâbi’l-Kerim’i ve Âlûsî’nin (v. 1270/1854), Rûhu’l-meânî fî tefsîri’l-Kur’âni’l-azîm ve’s-sebʻi’l-mesânî’si gelmektedir. Bunlara ilaveten Vâhidî’nin (v. 468/1075) Esbâbü nüzûli’l-Kur’ân, Süyûtî’nin Lübâbü’n-nükûl, Bedreddin Çetiner ile İbrahim Muhammed el-Ali’nin Esbâb-ı Nüzul isimli eserlerinden de istifade ettik.

Dihlevî’nin (v. 1176/1762) İzâletü’l-hafâ an hilâfeti’l-hulefâ’sı ile Kalʻacî’nin Mevsûʻatü fıkhi Ebî Bekri’s-Sıddîk’ı da çok istifade ettiğimiz eserler arasında yer aldı.

Çalışmamızda yukarıda sayılan kaynakların yanında, Hz. Ebû Bekir’i doğrudan veya dolaylı olarak mevzu edinen çok sayıda çalışma, makale ve ansiklopedi maddesinden de istifade ettik.

Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır:

Birinci bölümde Hz. Ebû Bekir’in hayatı, hilafeti, siyasî yönü, şahsiyeti, ahlâkı ve faziletleri işlendi.

İkinci bölümde Hz. Ebû Bekir’in Kur’ân’ı cemʻi ve onun insanlara öğretilmesi yolundaki gayretleri ele alındı.

Üçüncü bölümde ise Hz. Ebû Bekir’in Tefsir ilmindeki yeri tesbit edilmeye çalışıldı. Kur’ân’ı anlamadaki gayretleri, onu tefsir etmeye önem vermesi ve bu hususta son derece dikkakli davranması, âyetleri fiilleri ve sözleriyle tefsir etmesi, daha sonra telif edilecek tefsir kitaplarına kaynaklık etmesi, rivayet ve dirâyet tefsirlerindeki yeri ortaya konulmaya gayret edildi. Hakkında nâzil olan, ona işaret eden ve tefsirinde örnek gösterildiği âyetler tespit edilmeye çalışıldı.

Çalışmamız esnasında Kur’ân-ı Kerim’e atıf yaparken önce sûrenin ismini, sonra Mushaf tertibine göre sıra numarasını, daha sonra da âyet numarasını verdik. Hadislere yapılan atıfları, Concordance’a dâhil kitaplarda o usûle göre verdik, diğerlerinde cild ve sayfa numarasını kullandık. Muhtelif baskıları arasında çok fark olan ve rivayetleri bulma güçlüğü çektiğimiz eserleri kaynak gösterirken sayfa numarasından sonra sılaş koyup hadis numarasını da yazdık ki farklı baskılardan o rivayeti bulmak daha kolay olsun.

Konuyla ilgili rivayetlerin içinde muhaddislerin “çok zayıf”, “münker” hatta “mevzû” şeklinde değerlendirmelerde bulundukları rivayetlere de rastladık. Bunlara ya hiç yer vermedik veya durumunu beyan ederek değerlendirmesini yaptık. Zira bu tür rivayetlerin kritik edilmeden kullanılması, konunun flulaşmasına yol açarak resmin net bir şekilde ortaya çıkmasına mâni olmaktadır.

Kendilerinden istifade ettiğimiz müelliflerin ve eserlerinin isimlerini dipnotlarda ilk geçtikleri yerlerde tam olarak verdik. Daha sonra yazara ve eserine, meşhur olan kısa isimleriyle atıfta bulunduk. Müelliflerin meşhur isimlerini yazarken, alfabatik sıranın kolay takip edilebilmesi için başlarındaki elif-lâm takısını koymadık. Bir müellifin tek eserini kullandıysak, kısaltırken müellifin ismiyle iktifa ettik, birkaç eserini kullandıysak, eserlerin karışmaması için müellifle birlikte eserinin ismini de kısaltarak tekrar ettik. Eser isminden sonra gelen Romen rakamları eserin cildini, diğer rakamlar ise sayfasını göstermektedir.

%d bloggers like this: