İmamın Açıktan “Âmîn” Demesi (322. Hadis-i Şerif Dersi)

Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:

“İmam (Fâtiha’dan sonra) «Âmîn» dediğinde (arkasından) siz de «Âmîn» deyiniz. Zîrâ her kimin «Âmîn» demesi meleklerin «Âmîn» demesine tevâfuk ederse, geçmiş günahları mağfiret edilir.”

Râvî İbn-i Şihâb ez-Zührî, “Rasûlullah (s.a.v) de «Âmîn» derlerdi” demiştir. (Buhârî, Ezân, 111)

Şerh:

Âmîn, “böyle olsun”, “kabûl et”, “ümidimizi boşa çıkarma” mânâlarına gelen İbrânice veya Süryânice bir lafızdır.

Bazı âlimlere göre cehrî namazlarda imâm ile cemâatin “Âmîn”i açıktan söylemesi sünnettir. Ebû Hanîfe’nin de içlerinde bulunduğu bazı âlimler ise bir kısım delillerden hareketle hem imamın hem de cemaatin “Âmîn”i gizli söyle­mesi gerektiği neticesine varmışlardır.

Cemaatin “Âmîn” derken meleklere muvâfakati, söz ve zaman olarak uygunluktur. Bazıları bundan, “Meleklerin «Âmîn» demesi gibi ucubdan, riyâ ve sümʻadan arınmış bir şekilde ihlâsla söyleme”yi anlamışlardır. Buna göre mağfireti gerektiren şey, tam bir ihlâs ve huşû ile “Âmîn” demek, yani dikkatle gözetleyip “Âmîn” vazifesini gerektiği şekilde ve tam yerinde yapmaktır ki meleklerin “Âmîn” derkenki hâli de zâten budur.

%d bloggers like this: