Ebû Hüreyre (r.a) şöyle demiştir:
“Rasûlullah (s.a.v) namaza kalktığında ayakta iken (iftitah) tekbirini alırdı. Sonra rükûya varırken tekbir alırdı. Rükûdan belini doğrulturken «Semiallâhü li-men hamideh» derdi. Doğrulduğunda «Rabbenâ ve leke’l-hamd» derdi.” “Sonra (secdeye) inerken tekbir alır, secdeden başını kaldırırken tekbir alır, (ikinci) secdeye varırken tekbir alır, başını kaldırırken tekbir alır, bitirinceye kadar namazın tamamında böyle yapardı. İkinci rekâtı bitirip oturduktan sonra ayağa kalkarken de tekbir alırdı.” (Buhârî, Ezân, 117)
Şerh:
İlk intikâl tekbirini, rukûya başlarken başlayıp, rükûya varıncaya kadar uzatmak sünnettir. Kıyamdan ve celseden secdeye, secdeden celseye ve kıyama, kâdeden kıyâma intikâl ederken de böyledir.