Rükûda Dua Etmek (329. Hadis-i Şerif Dersi)

Hz. Âişe (r.a) şöyle demiştir:

“Nebî (s.a.v) rukûunda ve secdelerinde;

سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ رَبَّنَا وَبِحَمْدِكَ اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي

«Ey bizim Rabbimiz olan Allahım! Seni kendi gayret ve kuvvetimle değil, hamde lâyık olan tevfîk ve hidâyetinle Sana mahsûs olan hamd ile tesbîh ederim. Allah’ım, beni mağfiret eyle!» derdi.” (Buhârî, Ezân, 123)

Şerh:

Diğer bir rivayette Âişe vâlidemiz:

“Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz bu duayı okumakla Kur’ân’a imtisâl ediyor, onun emrine uyuyordu” demiştir. (Buhârî, Ezân, 139)

Yani Nasr Sûresi’ndeki tesbih, hamd ve istiğfar emrini yerine getiriyordu.

Mâsum olan, hiç günah işlememiş olan Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in mağfiret istemesi, Allah’a karşı ihtiyâcını arzetmek, O’na boyun eğdiğini göstermek, kulluğunu ortaya koymak, şükretmek ve nimetin devamını istemek gibi mânâlara gelir.

Bunun yanında evlâ (daha iyi) olan bir şeyi yapmayıp ona göre daha az iyi olan bir şeyi yaptığı veya ibâdetini hakkıyla edâ edemediğini düşündüğü için de istiğfar etmiş olabilir.

Bunun yanında zâten duanın kendisi de bir ibâdettir. Dolayısıyla dua, tesbih, tahmid ve istiğfarda bulunarak ibadetlerini artırmış, dünya ve âhirette derecesinin yükselmesi için gayret etmiştir.

Namaz esnasındaki vakit, diğer vakitlerden daha faziletli olduğu için Allah Rasûlü (s.a.v) namaz içinde dua etmeye ehemmiyet vermişlerdir. Bilhassa rükû ve secdede huşû ve tevâzu daha kâmil bir hâlde bulunduğu için özellikle buralarda dua etmişlerdir.

 Bir de bu rivayette rükû ve secdede zikrin sünnet olduğu görülmektedir.

Rasûlullah (s.a.v) rükû ve secdelerde başka dua ve zikirler de yapmışlardır. Namaz kılan kimse bunlardan dilediğini okuyabilir.

%d bloggers like this: