Düşünmek ve konuşmak insanı diğer canlılardan ayıran en mühim vasıftır. Aralarındaki alâka sebebiyle konuşma, sahibinin aklî seviyesini ve fikir yapısını gösteren pürüzsüz bir ayna gibidir. Dolayısıyla insanı insan yapan dilidir. İslâm, mü’minlerin söz disiplinine sahip olmalarını istemiş ve bu sahada pek çok esaslar koymuştur.
Ebedî saâdet rehberimiz ve emsalsiz örnek şahsiyet Hz. Muhammed Mustafâ (s.a.v) nasıl konuşurdu: O, zarûret olmaksızın ve sevâbını umduğu meseleler hâricinde konuşmazdı. Konuşması müslümanlara faydalı olacak, onları birbirine ısındıracak, aralarındaki tefrikayı ve soğukluğu giderecekse konuşurdu. Konuşma hâlimin zikir olmasına dikkat ederdi. Yüksek sesle konuştuğu asla görülmezdi. Kısa ve özlü konuşur, sözü lüzumsuz yere uzatmazdı. Şakalaşırdı; fakat haktan başka bir şey söylemezdi. Konuşması son derece tatlı ve gönül okşayıcı, kelimeleri net, ne fazla ne de eksik idi. Tane tane konuşur, her cümlesi dinleyenler tarafından rahatça anlaşılırdı. O, vurgulamak istediği bir sözü üç defa tekrarlardı. Biriyle konuştuğunda, yalnız başıyla değil bütün vücuduyla ona yönelirdi.
Bir mü’min de her şeyden önce besmele çekerek ve Allah’a hamdederek konuşmaya başlamalıdır. Böyle başlanmayan her mühüm iş bereketsizdir. (Ebû Dâvûd, Edeb 18; İbn Mâce, Nikâh 19) Allah’ı zikretmeksizin çok konuşmak da kalbi katılaştırır. Katı kalpli olanlar ise Allah’tan en uzak kimseler. (Tirmizî, Zühd 62) Taşlıcalı Yahyâ’nın dediği gibi:
Ehl-i dillerde bu mesel anılur
Kim ki çok söyler çok yanılur.
İnsan doğru konuşmalı, yalan söz ve yalan haberden şiddetle sakınmalıdır. (el-Ahzâb, 70) Yalan, gıybet, küfür, alay gibi dil ile işlenen günahlardan uzak durmalıdır. Bilmediği konularda konuşmamalıdır. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi, yaptıklarından sorumludur. (el-İsrâ, 36) İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen de dillerinin ürettiklerinden başka bir şey değildir. (Tirmizî, Îmân 8)
Mü’min; insanları kötüleyen, lânetleyen, kötü söz ve çirkin davranış sergileyen kimse olmamalıdır. (Tirmizî, Birr 48; Ahmed, I, 405, 416) Kimsenin sözünü kesmemelidir. Rasûlullah (s.a.v), “En faziletli kimdir?” sorusuna, “Dilinden ve elinden müslümanların emniyette olduğu kimsedir” cevabını vermiştir. (Buhârî, İmân, 4-5)
İnsan, konuştuğu her sözden sorumludur. Âyette, “İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında onu gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın” (Kaf, 18) buyrulur. Konuşurken kelimelere ve ifade tarzına dikkat etmelidir. Sözü iyice ölçüp biçtikten sonra söylemelidir. Atalarımız “Kırk defa ölç, bir defa biç!” demişlerdir. Kullanılan yersiz bir kelime, bütün müsbet düşünce ve gayretleri boşa çıkarabilir. Fahr-i Kâinât Efendimiz şöyle buyurur: “Kul, iyice düşünüp taşınmadan bir söz söyleyiverir de bu yüzden cehennemin doğu ile batı arasından daha uzak bir yerine düşer gider.” (Buhârî, Rikâk, 23) “Bedende hiçbir uzuv yoktur ki Allah’a dilin lüzumsuz ve çirkin konuşmalarından şikayet etmesin!” (Heysemî, X, 302)
Müslüman, özür dilemek zorunda kalacağı bir sözü söylememelidir. (İbn-i Mâce, Zühd, 15) Hep güzel söz söylemelidir. Cenâb-ı Hak, “Kullarıma söyle, en güzel sözü söylesinler!” (el-İsrâ 17/53) buyurur. Güzel bir söz sadaka yerine geçer ve insan onunla da cehennemden korunabilir. (Müslim, Zekât, 68)
Yerinde ve zamanında söz söylemelidir. Meşhûrî’nin dediği gibi; “Âkilân tâ söz mahallin bulmadıkça söylemez!” Lüzumsuz sözlerle meşgul olmak fâsıklık ve dalâlet olarak nitelendirilmektedir. (Lokmân, 6; el-Mü’minûn, 3)
Bilgiçlik taslama ve kendini başkalarına üstün gösterme niyetiyle yapmacık konuşmalarda bulunmak veya insanların anlayamadıkları kelimelerle onlara hitap etmek şiddetle yasaklanmıştır. (Ebû Dâvûd, Edeb, 94) Boş ve bâtıl mânalar ihtiva eden zorlama şiirimsilik ve secili konuşma da hoş görülmemiştir.
İki kişinin, yanlarında bulunan üçüncü kişiyi dışlayarak aralarında fısıldaşmaları yasaklanmıştır. Rasûl-i Ekrem Efendimiz böyle bir tavrın, yalnız kalan kimsenin üzülmesine sebep olabileceğini belirtmektedir. (Buhârî, İsti’zân, 47)
Gelecekle ilgili konuşurken “inşaallâh” demek, konuşma ile alâkalı bir diğer edeb kâidesidir. (el-Kehf 18/23-24)
Kadınlar, erkeklerle konuşurken yumuşak, cilveli ve çekici bir tarzda konuşmamalı ki, kalbinde hastalık bulunan kimse tamah etmesin, fesâde sürüklenmesin. (el-Ahzâb, 32) Konuşma ve tavırlarda erkeklerin kadınlara, kadınların erkeklere benzemeye çalışması da haram kılınmıştır.
Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylemeli veya susmalıdır. (Müslim, Îmân 77) Hatta yerine göre konuşmanın ve susmanın eşit bir durum arzetmesi halinde, susmak sünnettir. Çünkü mübah bir söz bile bazen haram veya mekruh bir durumla neticelenebilir.
Nasihat eden bir kimse, belli bir şahsı hedef almamalı, tıpkı Peygamber Efendimiz’in yaptığı gibi umumî konuşmalıdır.
Hâsılı Rasûl-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurur:
“Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iffet ve nâmusunu koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm.” (Buhârî, Rikâk, 23)
KULAĞIN ÂDÂBI
Allah Teâlâ insana iki kulak bir ağız vermiştir. İnsan iyi bir dinleyici olmalı ki güzel konuşabilsin. Kulak, hayırları dinleyip öğrenmek, Allah ve Rasûlü’nün, anne-babanın ve hocanın emirlerini dinleyip itaat etmek için lutfedilmiştir. Allah’ın âyetleri de işiten ve dinleyen kimseler içindir. Yalan sözü, dedikoduyu, gıybeti, insanı günaha götüren konuşmaları, başkalarının gizliliklerini dinlemesi onun aleyhinedir. Müstehcen şeyleri dinlemesi ise kulak zinasıdır. (Buhârî, İsti’zân 12, Kader 9; Müslim, Kader 20-21) Çünkü çirkin sözler insan üzerinde fenâ tesirler bırakır, aklını fikrini bozar.
Her şeyi dinlemek, her işittiğini söylemek çoğu zaman insanı hataya sürükler. Nebî (s.a.v): “Her duyduğunu nakletmesi kişiye yalan olarak yeter” buyurur. (Müslim, Mukaddime 5)
Güzel ses ve sadâlar kulağa hoş gelir lâkin düşkün olunduğunda vakti heder eder.
İnsan, kulağının şükrü olarak bol bol Kur’an-ı Kerim ve nasihat dinlemelidir. Kur’an okunduğunu işittiğinde hemen susup can kulağıyla dinlemeli ki rahmete erebilsin.
Duymadığı hâlde duyduk diyenler gibi olmamalı, boş söz duyunca hemen yüz çevirmelidir.
Allah Teâlâ cümlemizi, sözü dinleyip en güzeline tabi olan hâlis kullarından eylesin! Amin!