2. Necâsetten Temizlik

“Necâset”ten temizlik bedenin, giyilen elbisenin veya ibâdet edilecek mekânın necis olan şeylerden arındırılmasıyla sağlanır. Bu konuda öncelikle dikkat edilmesi gereken husûs, tuvalet âdâbına riâyettir. Bu hususla alâkalı, Peygamber Efendimiz’in sünnetinde ve tatbikâtında mevcut bulunan bir kısım edep kâideleri şunlardır:

1. Tuvalete girmeden önce, üzerinde Allâh veya Peygamber ismi gibi kutsal ifâdeler yazılı rozet veya yüzük türü şeyler çıkarılmalıdır. Nitekim Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- tuvalete gireceği zaman kelime-i tevhid ibaresi nakşedilmiş olan yüzüğünü çıkarırdı. (Ebû Dâvûd, Tahâret, 10)

2. Efendimiz’in tavsiyesi gereğince tuvalete girerken:

اَللّهُمَّ اِنِّى اَعُوذُ بِكَ مِنَ الْخُبْثِ وَالْخَبَائِثِ

“Allâhım! Maddî mânevî bütün pisliklerden sana sığınırım.” (Müslim, Hayz, 122) demeli, çıktıktan sonra da:

اَلْحَمْدُ للهِ الَّذِى أَذْهَبَ عَنِّى الأَذَى وَعَافَانِى

“Benden sıkıntıyı gideren ve bana âfiyet bahşeden Allâh’a hamd olsun.” duası okunmalıdır. (İbn-i Mâce, Tahâret, 10)

3. Büyük veya küçük abdest bozarken kıbleye doğru dönülmemelidir. Allâh Resûlü bu husûsta şu uyarıda bulunmuştur; “Biriniz tuvalete gittiğinde, önünü veya arkasını sakın kıbleye doğru dönmesin!” (Buhârî, Vudû, 11)

4. Ayakta bevledilmemelidir. Zîra bu şekilde küçük abdest bozmak, kişinin bedenine ve elbisesine idrâr sıçramasına sebep olur. Hz. Âişe, Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in küçük abdestini dâima çömelerek yaptığını haber vermektedir. (Tirmizî, Tahâret, 8) İbn-i Abbâs -radıyallâhu anhümâ-’nın rivâyetine göre Rasûl-i Ekrem Efendimiz, iki kabrin yanından geçerken:

“İkisi de azap görüyorlar, ancak (kendilerince) büyük bir günahtan dolayı değil. Birisi söz götürüp getirdiğinden, diğeri de küçük abdest bozarken gerektiği şekilde korunmadığından dolayı azap görüyor.” buyurdu. Akabinde yaş bir hurma dalı istedi. Onu ikiye ayırdı ve daha sonra bunları kabirlerin başına birer birer dikti. Sonra da sözlerine şöyle devâm etti; “Kurumadıkları müddetçe, onların azâbını hafifletmeleri umulur.” (Müslim, Tahâret, 111)

Ayrıca, ayakta bevletmenin birtakım böbrek rahatsızlıklarına sebep olduğu da tıbbî bir gerçektir.[1]

5. Küçük abdest bozarken uzuv sağ el ile tutulmamalı, taharetlenirken sol el kullanılmalıdır. Hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: “Hiç biriniz küçük abdest bozarken uzvunu sağ eliyle tutmasın ve sağ eliyle taharetlenmesin!…” (Buhârî, Vudû, 19)

6. Tahâretlenme elden geldiği kadar su ile yapılmalıdır. Allâh Resûlü imkân nisbetinde su ile tahâretlenmeyi tercih etmiştir. (Buhârî, Vudû, 15-17) Kubalılar’ın bu temizliği su ile yapmaları sebebiyle, Allâh Teâla tarafından övüldüğünü görmekteyiz. Rivâyete göre, “O (takvâ temelleri üzerine tesis edilen Kuba Mescidi’n)de temizlenmeyi seven erler vardır. Allâh çok çok temizlenenleri sever!” (et-Tevbe 9/108) âyeti nâzil olunca Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- Kubalılar’ın yanına varıp:

“– Ey Ensâr topluluğu! Allâh Teâla sizin temizliğinizi övüyor, sizler nasıl temizleniyorsunuz?” diye sormuş, onlar da:

– Namaz için abdest alıyor, cünüp olunca guslediyor ve su ile tahâretleniyoruz, diye mukâbele etmişlerdi. Bunun üzerine Fahr-i Kâinât Efendimiz:

“– İşte bunun için övüyor. Böyle yapmaya devâm ediniz.” buyurmuştur. (İbn-i Mâce, Tahâret, 28)

Âyet-i kerîmede su ile temizlenmeleri sebebiyle Allâh Teâla’nın Kubalılar’ı övmesi, Resûlullah’ın da bu vesileyle söylediği takdir ve teşvik edici sözleri, su ile tahâretlenmenin mutlak surette İslâm âdâbından olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Güzel bir temizlik için, yalnızca kâğıt ve benzeri şeyleri kullanmak yeterli değildir. Ayrıca su ile tahâretlendikten sonra bir de kurulanmak gerekmektedir.

7. Kazâ-i hâcet esnâsında konuşmamak ve avret mahallini başkalarına göstermekten sakınmak da âdaptandır. Peygamber Efendimiz bu tür âdâba dikkat etmeyenlere Allâh Teâlâ’nın gazap edeceğini bildirmiştir. (Ebû Dâvûd, Tahâret, 7)

8. Küçük abdest sonrası erkeklerin, hemen değil de bir müddet yürüdükten, hareket ettikten veya bekledikten sonra abdest alması da âdâptandır. Zîra kişi bu sâyede mesânede kalması muhtemel olan idrârdan tamamen kurtulur. Böylece abdestine de bir halel gelmez. (İbn-i Mâce, Tahâret, 19) Peygamber Efendimiz bu meseleyle alâkalı olarak bevilden sonra erkeğin uzvunu arkadan öne doğru üç kere çekmesini tavsiye etmiştir. (İbn-i Mâce, Tahâret, 19; İbn-i Hanbel, IV, 347)

9. Açık arazide iken ihtiyacını gideren kimseler, yollara, mesire yerlerine, gölgeliklere, durgun sulara, hayvan ve haşerât yuvalarına abdest bozmaktan sakınmalıdırlar. Ebû Hureyre -radıyallâhu anh-’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-:

Lâneti gerektirecek iki şeyden sakınınız!” buyurdu. Sahâbe-i kirâm:

– Lâneti gerektirecek iki şey nedir? diye sordu. Peygamber Efendimiz:

İnsanların gelip geçtikleri yollara ve gölgelendikleri yerlere abdest bozmaktır.” buyurdu. (Müslim, Tahâret, 68)

Câbir -radıyallâhu anh- de; “Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- durgun sulara bevletmeyi yasakladı.” demiştir. (Müslim, Tahâret, 94)

Abdullah bin Sercis -radıyallâhu anh- ise Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in yer yüzündeki hayvan ve haşerât yuvalarına bevletmeyi yasakladığını bildirmiştir. (Ebû Dâvûd, Tahâret, 16)



[1] Uzmanların verdiği bilgiye göre, insan oturarak tuvaletini yaptığında mesâne kesesi tam olarak gevşer ve içindeki maddeler sıvı ile birlikte tamamen dışarı atılır. Ayakta bevledildiğinde ise mesâne kesesi gergin kaldığı için atıkların bir kısmı idrar yollarını kapatır ve iltihaplanma ile birlikte bazı rahatsızlıklara sebep olur.

%d bloggers like this: