TAKDİM

Çağ, İslâm’ı konuşuyor.

Bütün dünyada İslâm gündemde.

Mü’minleri de İslâm’ı konuşuyor, karşıtları da…

Ve insanlığın, varoluşu anlamlandırma krizinden nasıl çıkacağına, insanın kendi krizini nasıl aşacağına kafa yoranlar da İslâm’ı konuşuyor.

Çünkü hevâ’nın putlaştırıldığı yaman bir çağda yaşıyoruz.

Mü’minler, bu yaman çağda, nefsin ve şeytanın tuzaklarına düşmemek için, İslâm’ın hangi hükmünün nasıl anlaşılacağı ve hayata nasıl taşınacağı sâikiyle İslâm’ın ana kaynaklarına yöneliyor. Müslümanların, İslâm’a ilişkin, belki hiç olmadığı kadar büyük bir bilgi açlığı içinde olduğu söylenebilir. Bu açlık, bilgilenme arzusu hâlinde ortaya çıkıyor.

İnsanlık derin bir arayış seyri içinde. Varoluşun anlamını kaybetmenin getirdiği bir savruluş söz konusu ve insan bundan çıkmak istiyor. Bunun yolu vahiyle buluşmaktır. Ve vahyin son nüzulü, İslâm’ladır. İnsanın hem arayış içinde olup, hem de bu müthiş iletişim çağında yolunun İslâm’a düşmemesi büyük bahtsızlık olurdu. Yol, İslâm’a düşüyor. Hem çok büyük, çok derin bir merakla düşüyor.

Ve İslâm’ın karşıtları… Onlar da bu çağda bir İslâmofobi üretme çabasındalar. Bir tür yol kesicilik misyonunu üstlenmişler. İnsanoğlunun yolu üzerine duracaklar ve Hakk’a gidişi engelleyecekler. Onun için İslâm hakkında akla hayale sığmaz kötüleme kampanyaları yürütüyorlar. Bir rahmet dinini, şiddetle ilişkilendirmeye çabalıyor, Müslümanların zaaflarını, İslâm’a ödetmeye yöneliyorlar. Üstelik küresel çapta, İslâm hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan toplulukların zihinlerini iğfal gibi bir fitneyi üretiyorlar.

Bu durumlar karşısında ne yapmalı?

İslâm’ı bir bütün hâlinde ve doğru anlatan yayınlar yapmalı.

Kur’an’dan, Rasûlullah Efendimiz’in kutlu sözlerinden ve hayatlarından yola çıkarak, İslâm kültürünün 14 asırlık zengin birikimine uzanarak, Müslümmanların bilgilenme açlığını, arayış hâlindeki insanların soru ve meraklarını en doğru biçimde tatmini hedefleyerek ve İslâm karşıtlarının iğfale yönelik sorularına karşı kalpleri ve zihinleri tatmini gaye edinerek… yeni yayınlar yapmalı…

Bu, acil bir ihtiyaçtı…

Müslümanların İslâm’ı farklı toplum zeminlerine taşıma çabaları, bu ihtiyacı çok daha acil ve hayatî hâle getirdi.

İşte Dr. Murat Kaya’nın “Ebedî Yol Haritası İSLÂM” kitabı böyle bir ihtiyacın içinden doğdu.

Bu tür eserlerin çoğalması gerektiğini biliyoruz. Farklı toplumlar için, farklı yaş grupları için, farklı toplum kesimleri için, farklı cinsiyetler için, özetle tüm farklılıkların kalbinin alabileceği sesi bulmak gerekiyor. Bunun için kitap lazım, dergi lazım, sesli görüntülü yayınlar lazım…

Bu kitap, temenni ediyoruz ki, bir boşluğu dolduracak.

Türkiye içinde, Türkiye dışında okunacağını ümid ediyoruz.

Altınoluk dergisi, bu kitabı da, önce verdiği hediye kitaplar gibi, on binlerce insana ulaştıracaktır. Bu eserle 24 yıl içinde 27’inci cildimizi (İlk hediye kitabımız olan Veliler Ansiklopedisi 4 cilt hâlindeydi) vermiş olmaktayız. Hediye ettiğimiz eserlere bakıldığında, bunun İslâm’ın temel mevzularını ihtiva eden küçük bir kütüphane demek olduğu görülecektir.

Burada, daha önce iki ciltlik Üsve-i Hasene kitabı ile tanıdığımız ve bu güzel eseri bizlere kazandıran Dr. Murat Kaya’ya kalbi şükranlarımızı arzediyor, bu ilmî gayretlerinin ziyadeleşerek devamını ve bereketlenmesini niyaz ediyoruz.

ALTINOLUK

%d bloggers like this: