Kadının Mescidde Uyuması (195. Hadis-i Şerif Dersi)

Kadının Mescidde Uyuması

Hz. Âişe (r.a) şöyle buyurmuştur:

“Arap kabîlelerinden birinde siyah bir câriye vardı ki, âzâd edildiği halde yine o kabîle ile berâber ikâmet ediyordu. Birgün bana şu hâdiseyi anlattı:

«‒Yanlarında kaldığım kabileden, üzerinde kırmızı sırımlardan yapılmış bir gerdanlık bulunan küçük bir kızcağız (gelin) çıktı. Bir ara gerdanlığı üzerinden çıkardı veya gerdanlık üzerinden düştü. Gerdanlık yerde dururken oraya bir çaylak geldi ve onu et parçası zannederek kapıp kaçtı. Gerdanlığı çok aradılar ancak bulamadılar. Bunun üzerine beni (hırsızlıkla) ithâm ettiler.»

Her tarafı aramaya başlamışlar, hattâ cariyenin ön tarafını bile aramışlar. Câriye sözlerine şöyle devam etti:

«‒Vallâhi ben onlarla berâber ayakta durup beklerken çaylak gelip gerdanlığı attı. O da tam ortalarına düştü:

“‒İşte beni ithâm ettiğiniz şey! Siz onu benim çaldığımı söylediniz, hâlbuki ben berîyim. İşte o, aradığınız gerdanlığın ta kendisi!” dedim.»

O siyâh câriye, Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz’e gelip müslüman oldu. Mescid-i Şerîf’in bir kenarında ona mahsûs bir kıl çadır veya küçük bir oda vardı. Yanıma gelir ve benimle sohbet ederdi. Ne zaman yanıma otursa mutlaka:

«‒Gerdanlık günü, Rabbimizin hayret verici işlerinden biridir.

Şüphesiz ki O, beni küfür diyârından kurtardı.» derdi. Bir gün ona:

«‒Nedir bu hâlin? Ne zaman benimle otursan mutlaka bunu söylüyorsun!» dedim.

Bunun üzerine bana bu kıssayı anlattı.” (Buhârî, Salât, 57, Menâkıbu’l-Ensâr, 26)

Şerh:

Barınacak yeri olmayan fakir kimselerin, hattâ fitne korkusu yoksa kadınların bile mescidde gecelemeleri câizdir. Yabancı, evi barkı olmayan kimsenin mescidde yatmasının câiz olduğunda ihtilaf yoktur. Bunun dışındaki insanların yatmasında ise ihtilaf edilmiştir.

Kişinin, fitne olan veya başına mihnetlerin geldiği bir beldeden çıkması, daha hayırlı bir beldeye gitmesi güzel görülmüştür. Burada, küfür diyârından hicret etmenin faziletli bir davranış olduğu da görülüyor.