FAZİLET EHLİNİN KIYMETİNİ FAZİLET SAHİPLERİ BİLİR

Birgün Rasûlullah (s.a.v) ashabıyla birlikte oturuyordu. Yanı başında Hz. Ebû Bekir ile Ömer (r.a) vardı. O sırada Allah Rasûlü’nün amcası Abbas (r.a) çıkageldi. Ebû Bekir, Hz. Abbas’a yer açtı. O da vardı, Ebû Bekir ile Hz. Peygamber’in arasına oturdu. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v):

“–Fazilet ehlinin değerini ancak fazilet sâhipleri bilir.” buyurdu.

Hz. Peygamber, amcasıyla konuşurken sesini o kadar kısmıştı ki Ebû Bekir (r.a), Ömer’e:

“–Rasûlallah’a bir şey oldu diye endişeleniyorum.” dedi.

Abbas (r.a) işini bitirip döndükten sonra Hz. Ebû Bekir:

“–Ya Rasûlallah, biraz önce rahatsızlandınız mı?” diye sordu.

“–Hayır.” buyurdu.

“–Sesinizi çok kıstığınızı gördüm de endişe ettim.” dedi.

Bunun üzerine Rasûlallah (s.a.v):

“–Cebrail sizlere benim huzurumda yavaş konuşmanızı emrettiği gibi bana da amcamın yanında alçak sesle konuşmamı emretti.” buyurdu. (Ali el-Müttakî, Kenz, XIII, 514/37321)

Sevgililer sevgilisine âit olan her şey Hz. Ebû Bekir’in kalbinde çok farklı bir mânâ kazanıyordu.