Tâif kuşatmasında bir ok gelerek Hz. Ebû Bekir’in oğlu Abdullah’ı şehit etmişti. Ebû Bekir (r.a) kızı Âişe vâlidemizin yanına geldi ve:
“–Kızım, Abdullah’ın ölümüne çok üzülmüyorum, sanki evimizden sadece bir koyun kulağı eksilmiş gibi hissediyorum. Çünkü o Allah yolunda şehid oldu, neden üzüleyim ki?” dedi.
Âişe (r.anhâ):
“–Kalbini sağlamlaştıran ve seni doğru yolda sâbit kılan Allah’a hamdolsun!” dedi…
Bir müddet sonra Sakîf heyeti geldi. Abdullah’ı öldüren ok hâlâ Hz. Ebû Bekir’in yanındaydı. Oku onlara göstererek:
“–Bunu tanıyan var mı?” diye sordu.
İçlerinden Sa’d bin Ubeyd:
“–O oku ben düzelttim, arkasına tüyü ben taktım, onu ben çektim ve ben attım.” dedi.
Ebû Bekir (r.a) şöyle dedi:
“–Bu ok oğlum Abdullah’ı şehîd etti. Senin elinle ona şehâdet mertebesini ihsan eden ve onun eliyle seni alçaltmayan Allah’a hamdolsun. O’nun muhafazası ne kadar geniştir.” (Hâkim, III, 543/6021)
Abdullah, kuşatma esnâsında Sa’d’ı öldürmüş olsaydı, Sa’d (r.a) müslüman olamadan cehenneme gidecekti. Lâkin o Abdullah’ı öldürerek ona şehitlik ünvanını kazandırdı, sonra da kendisi müslüman oldu. Belki Allah Teâlâ ona da şehitlik nasip edecektir.