Ebû Hureyre (r.a) şöyle anlatır:
“Ebû Bekir (r.a) minbere çıktı ve:
«–Biliyorsunuz ki Rasûlullah (s.a.v) geçen sene aranızda şu benim durduğum gibi durmuştu…» dedi ve ağladı.
Sonra bu sözünü tekrar etti ve yine ağladı. Üçüncü kez yine tekrarladı ve kendini tutamayarak bir daha ağladı. Sonra şöyle diyebildi:
«–Allah’tan af ve âfiyet isterim. Çünkü kimseye, kesin ve sağlam bir îmândan (yakînden) sonra âfiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir.»” (Bkz. Tirmizî, Deavât, 105/3558; Ahmed, I, 3)
Çok geniş mânâlara sahip olan Âfiyet, bütün hayırları içine alan bir hâldir. Vücûda âit bütün hastalıklardan, din, dünya ve âhirete dâir tüm kötülüklerden ve arzu edilmeyen şeylerden uzak olmayı ifade eder.