Hz. Ömer (r.a) der ki:
“–Hz. Ebû Bekir’in hilâfeti zamanında Medîne’nin kenar mahallesinde âmâ ve ihtiyar bir kadın vardı. Hergün ona uğrayarak ihtiyacını görmek isterdim. Fakat her gittiğimde benden önce birinin gelerek lüzumlu işleri yaptığını, bu düşkün insanın ihtiyaçlarını karşıladığını görürdüm.
Birgün merak ettim. «Acaba hergün bu sevabı işleyen zât kimdir?» diye düşündüm ve erkenden giderek bir yere saklandım. Bir de ne göreyim hergün gelip kadının işlerini gören o sâlih zât Halîfe Ebû Bekir imiş. Karşımda onu görüverince büyük bir şaşkınlık içinde:
«–Hayatıma yemin olsun ki o sensin?» dedim.” (Suyûtî, Tarîhu’l-hulefâ, s. 80; Ramazanoğlu Mahmûd Sâmî, Hz. Ebû Bekir Sıddîk, s. 120)