Peygamber Efendimiz (s.a.v), Hz. Ebû Bekir ile birlikte, sıcak bir günde, bahçesini sulamakta olan Medine’li sahâbîlerden, Ebü’l-Heysem’in yanına uğramışlardı. Her ikisi de ona ayrı ayrı selâm verdiler. Sahâbî Allah Rasûlü’nün o sıcakta dışarıda bulunmasına üzülmüş olmalı ki:
“–Anam, babam sana fedâ olsun, yâ Rasûlallah! Hava da çok sıcak!” dedi.
Belliki Rasûl-i Ekrem çok susamıştı. Soğuk suyu da pek severdi. Bu sebeple sahâbîsine:
“–Bu gece eski kırbada soğumuş suyun varsa getir; yoksa eğilip şu dereden içeriz” buyurdu.
Sahâbî de:
“–Kırbada soğutulmuş suyum var, buyurun!” diyerek çardağa doğru gitti. Rasûl-i Ekrem (s.a.v) ile Hz. Ebû Bekir de arkasından yürüdüler. Misafirlerini sadece su ile ağırlamak istemeyen sahâbî, onlar çardakta dinlenirken, bir bardağa soğuk su koyup üzerine bir koyundan süt sağdı; sonra da onu aziz misafirlerine ikram etti. (Buhârî, Eşribe 14, 20. Bkz. Ebû Dâvûd, Eşribe 18; İbn Mâce, Eşribe 25)