AÇLIK!

Rasûlullah (s.a.v) bir gün evinden dışarı çıkmıştı. Baktı ki, Hz. Ebû Bekir ve Ömer (r.a) oradalar. Onlara:

“–Bu saatte sizi evinizden dışarı çıkaran sebep nedir?” diye sordu. Onlar:

“–Açlık, yâ Rasûlallah” dediler! Peygamberimiz:

“–Gücü ve kudretiyle canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, sizi evinizden çıkaran sebep beni de evimden çıkardı; haydi kalkınız” buyurdu.

İkisi de kalkıp, Allah Rasûlü (s.a.v) ile birlikte Ensâr’dan bir zâtın evine geldiler. Fakat o zât evinde değildi. Hanımı Rasûlullah’ı görünce:

“–Hoş geldiniz, buyurunuz” dedi. Rasûlullah (s.a.v):

“–Falan nerede?” diye sordu. Kadın:

“–Bize tatlı su getirmek için gitti” dedi. Tam o esnâda evin sâhibi olan Ensârî geldi, Rasûlullah (s.a.v)’e ve iki arkadaşına baktıktan sonra:

“–Allah’a hamdolsun, bugün, hiç kimse misafir yönünden benden daha bahtiyar değildir” dedi. Hemen gidip onlara içinde koruğu, olgunu ve yaşı bulunan bir hurma salkımı getirdi:

“–Buyurun, yiyiniz” dedi ve eline bir bıçak aldı. Maksadını anlayan Rasûlullah (s.a.v) ona:

“–Sağılan hayvanlara sakın dokunma!” dedi.

Ev sâhibi onlar için bir koyun kesti. Koyunun etinden ve hurmadan yediler; tatlı sudan içtiler. Hepsi yemeğe doyup suya kanınca, Rasûlullah (s.a.v), Hz. Ebû Bekir ve Ömer’e şöyle dedi:

“–Gücü ve kudretiyle canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, kıyamet gününde bu nimetlerden hesâba çekileceksiniz. Sizi evinizden açlık çıkardı, sonra evinize dönmeden şu nimetlere kavuştunuz” buyurdu. (Müslim, Eşribe 140)