İlmin Artması

İbn-i Ömer (r.a) şöyle buyurur:

“Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’i şöyle buyururlarken işittim:

«Uykuda iken bana bir kadeh süt getirdiler. Kana kana içtim. O kadar çok içtim ki kanma hissinin tâ tırnaklarımın ucundan dışarı çıkar gibi olduğunu hâlâ hissediyorum. Artanını Ömer ibnü’l-Hattâb’a verdim.»

Ashâb-ı kirâm:

«‒Yâ Rasûlullah! Bunu ne ile te’vîl ettiniz?» diye sordular.

Efendimiz (s.a.v):

«‒İlim ile!»cevabını verdiler.” (Buhârî, İlim, 22)

Şerh:

İkisinin de faydası çok olması sebebiyle ilim burada süte benzetilmiştir.

Kanma hissinin tırnaklarda bile hissedilmesi, Allah Rasûlü (s.a.v) Efendimiz’in ilminin enginliğine işarettir. Nitekim Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın Sana lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir tâife Sen’i saptırmaya yeltenmişti. Onlar yalnızca kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah (c.c) Sana Kitab’ı ve hikmeti indirmekte ve Sana bilmediğin şeyleri öğretmektedir. Allah’ın lütfu Sana gerçekten çok büyüktür.”(en-Nisâ, 113)

İslâmî ilimlerin fazîletini gösteren bir yön de onların Peygamber Efendimiz’in bakıyyesi olmaları, O’nun içtiği kaptan ardakalarak bize nakledilmiş bulunmalarıdır.

Büyük âlim ve ârif Şâh Veliyyullâh ed-Dehlevî Hazretleri şöyle buyurur:

“Her kalb-i selîm sâhibi insan iyice bilir ki hayat suyu, Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in kalp menbaından fışkırmaktadır. Sonra arklar ve nehirler hâlinde dallanmaktadır. Şarktaki ve garptaki müslümanlar da nasiplerini bu arklardan ve nehirlerden almaktadır. Bu mânâ, Haşr günü Kevser Havuzu şeklinde temessül edecektir.”[1]



[1] Şâh Veliyyullâh ed-Dehlevî, İzâletü’l-hafâ an hilâfeti’l-hulefâ, thk. Takıyyüddîn en-Nedvî, Dımeşk: Dâru’l-Kalem, 1434/2013, II, 369.