10.Selâmı Yaymak İslâm’dandır

Abdullah bin Amr (r.a) şöyle buyurur:

“Bir kişi Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e:

«‒İslâm’ın (emrettiği amellerin) hangisi daha hayırlıdır?» diye sordu.

Efendimiz (s.a.v):

«‒Yemek yedirmen ve tanıdığın tanımadığın herkese selâm vermendir.» cevabını verdiler.” (Buhârî, Îmân, 20)

Şerh:

Selâm vermek:

– Karşındakine emniyet telkin etmek, “Benim tarafımdan selâmettesin, elimden ve dilimden sana bir zarar gelmez!” mesajını vermektir.

– Aynı zamanda Allah Teâlâ’nın “Allah, es-Selâm ve Hû” isimlerini zikrederek bunların feyzinden mü’min kardeşimizle birlikte istifâde etmektir.

– “Allah’ın affı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun!” diye en güzel duâlardan birini yapmaktır.

– Selâm, Müslümanlara kol-kanat germek, onlara karşı tevâzu ve muhabbet göstermektir.

– Selâm vesilesiyle mü’minlerin kalpleri birbirine ülfet eder, muhabbetleri artar, birlik ve beraberlikleri kuvvetlenir.

-Selâm vermek, görgülü ve güzel ahlâk sâhibi olmak demektir. Şu rivâyetten bu gibi mekârim-i ahlâkın ne kadar matlûb bir şey olduğu anlaşılır:

Ammâr bin Yâsir (r.a) şöyle buyurur:

“Her kim şu üç şeyi bir araya getirebilirse îmânı tam olarak toplamış olur:

1. Aleyhine bile olsa insafı elden bırakmamak,

2. Herkese selâm vermek,

3. Fakîr iken de infâk eylemek.” (Buhârî, İman, 20)

İnsan, lehine ve menfaatine olan hususlarda olduğu gibi aleyhine ve zararına olan mevzularda da adâlet ve insafla hüküm vermelidir. Herkese selâm vererek selâmı bütün âleme yaymalı, bütün dünyayı sulh ve selâmet yurdu hâline getirmelidir. Malı çokken infâk edip Allah yolunda harcadığı gibi fakirken ve malı azken de imkânları nisbetinde hayır hasenâtta bulunmalıdır.