1. Ervâ binti Abdülmuttalib ve Âilesi

1.1. Ervâ binti Abdülmuttalib (r.a)

Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in sevgili halası Ervâ binti Abdilmuttalib b. Hâşim el-Kureşiyye (r.a). Künyesi Ümmü Tuleyb’dir. Annesi Fâtıma binti Amr b. Âiz’dir. Ervâ (r.a) Peygamber Efendimiz’in babası Abdullah ile ana-baba bir kardeştir.

Ervâ Hâtun câhiliye devrinde Umeyr b. Vehb ile evlenmişti. Ondan Tuleyb isminde bir oğlu oldu. Ondan sonra Ertât b. Şürahbîl ve Kelede b. Abdümenâf ile evlendiği de rivayet edilmektedir.

Hz. Ervâ’nın müslüman olmasına oğlu Tuleyb sebep olmuştur. Tuleyb b. Umeyr (r.a) Erkam’ın evinde İslâm’a girdikten sonra hemen annesinin yanına giderek onu da İslâm’a davet etti. Ervâ Hatun, oğlunun müslüman olmasına çok sevindi. Onu Peygamber Efendimiz’i desteklemeye teşvik etti. Ancak kendisi diğer kız kardeşlerini beklediğini söyledi. Onlar müslüman olduğunda onlarla birlikte İslâm’a girmek istiyordu. Fakat Tuleyb (r.a) dayısı Hz. Hamza’nın da İslâm’a girdiğini hatırlatarak artık müslüman olma zamanının geldiğini söyleyerek annesine ısrar etti. Bunun üzerine Ervâ (r.a) İslâm’ı kabul etti.

Ervâ Hatun diğer kız kardeşleri gibi şâir bir kimse idi. Sözleriyle ve şiirleriyle Allah Rasûlü’nü ve müslümanları müdâfaa ediyordu.

Kureyş’ten bazı kimseler Hz. Ervâ’yı ziyaret ederek oğlunun Peygamber Efendimiz’i korumak için kendi canını tehlikeye attığını söylediler ve buna mâni olmasını istediler. Ervâ (r.a):

“Onun hayatının en şerefli kısmı dayısının oğlu Muhammed’i koruduğu günler olmuştur” diyerek oğluna destek verdi. Gelenler arasında yer alan kardeşi Ebû Leheb’e kendisinin de müslüman olduğunu söyleyerek onun da yeğeni Muhammed’e yardım etmesini istedi, ancak Ebû Leheb buna yanaşmadı.

Mekke’de müslüman olan Ervâ hala, Medîne-i Münevvere’ye hicret ederek bu büyük fazilete de nâil olmuştur.

Ervâ (r.a) hem Câhiliye devrinde hem de İslâm toplumunda şeref ve faziletiyle tanınan, fikirlerine müracaat edilen meşhur kadınlardan biriydi. Babası Abdülmuttalib’in ve Allah Rasûlü’nün vefatlarından sonra söylediği mersiyeler kaynaklarımızda yer almaktadır.

Ervâ hala 15/636 senesinde vefat etmiştir.[1]

1.2. Tuleyb b. Umeyr (r.a)

Tuleyb b. Umeyr b. Vehb el-Kureşî (r.a) milâdî 600 yılı civarında doğmuştur. Künyesi Ebû Adî’dir. Annesi, Allah Rasûlü’nün halası Ervâ binti Abdülmuttalib’dir.

Tuleyb (r.a), Rasûlullah (s.a.v) Erkam’ın evinde iken 11-12 yaşlarında müslüman oldu. Annesinin yanına giderek:

“–Muhammed’e tâbî oldum ve Âlemlerin Rabbi olan Allâh’a kendimi teslim ettim” dedi. Annesi:

“–Kendisine yardım edip desteklemeni en fazla hak eden kişi dayının oğludur. Vallâhi adamların yaptığını yapabilsek biz de ona tâbî olur ve kendisini savunurduk” dedi.

Tuleyb (r.a):

“–Anneciğim, müslüman olup ona ittibâ etmene mâni olan şey nedir? Bak kardeşin Hamza da müslüman oldu” dedi. Annesini iknâ ederek onun da İslâm’a girmesine vesile oldu.[2]

Tuleyb (r.a) Allah Rasûlü’nün şahsına karşı yapılan çirkin davranışlara büyük bir cesaretle karşı koyardı. Müslümanlar o zaman Mekke dışındaki vâdilere giderek gizlice namaz kılarlardı. Bir gün yine böyle namaz kılarken Ebû Cehil, yanındaki birkaç kişiyle birlikte Peygamber Efendimiz’e ve ashâbına saldırdılar. Tuleyb (r.a) hemen orada eline geçirdiği bir devenin çene kemiğiyle Ebû Cehil’in başını yardı ve ona kuvvetli bir tokat attı. Kureyşliler, Tuleyb’i yakalayıp bağladılar, ancak dayısı Ebû Leheb’in araya girmesiyle onu serbest bırakmak mecburiyetinde kaldılar. Tuleyb (r.a) bu hâdiseden sonra İslâm’da ilk defa müşrik kanı akıtan kimse olarak meşhur oldu. Ebû Leheb bu hâdise üzerine Tuleyb’i annesine şikâyet etti. O da:

خَيْرُ أَيَّامِهِ أَنْ يَنْصُرَ مُحَمَّدًا

 “Tuleyb’in en hayırlı günü Muhammed’e yardım ettiği gündür” dedi.[3]

Azılı İslâm düşmanlarından Ukbe b. Ebî Muayt bir gün bir sepet alıp içine dışkı doldurarak Peygamber Efendimiz’in kapısının önüne atmıştı. Gencecik bir delikanlı olan Tuleyb (r.a) bunu gördü. Hemen elinden sepeti alarak Ukbe’nin kafasına çarptı ve ardından da kulaklarını tutup çekti. Ukbe, onu tutup annesine götürdü ve:

“–Oğlunu görmüyor musun? Muhammed’in önüne kalkan olup kendisini saldırılara hedef yaptı” dedi. Ervâ Hâtun:

“–Böyle yapmaya ondan daha evlâ kim var? O dayısının oğlu! Mallarımız ve canlarımız Muhammed’in önünde fedâ olsun” dedi. Sonra da şöyle demeye başladı:

إِنَّ طُلَيْبًا نَصَرَ ابْنَ خَالِهِ         آسَاهُ فِي ذِي دَمِه وَمَالِهِ

“Tuleyb dayısının oğluna yardım etti. Onu kanı ve malıyla destekleyip, uğrunda ilk kanı dökerek takviye etti.”[4]

Onun bu şekilde Peygamber Efendimiz’i müdâfaa ettiği hâdiseler çoktur.

Tuleyb (r.a) biʻsetin 6. senesinde müşriklerin eziyetlerinden kurtulmak için İkinci Habeşistan hicretine katıldı. Mekkelilerin Rasûlullah (s.a.v) ile anlaştıklarına dair çıkan asılsız bir haber üzerine bazı müslümanlarla birlikte o da Mekke’ye döndü. Daha sonra ilk muhacirlerle birlikte Medîne-i Münevvere’ye hicret etti.

Rasûlullah (s.a.v) Tuleyb’i İkinci Akabe Beyʻatı’nda on iki nakibden biri olan Münzir b. Amr el-Ensârî ile kardeş ilân etti.

Tuleyb (r.a) Bedir Gazvesi’ne katıldı. Bu savaşta Utbe b. Gazvân’ın devesine onunla nöbetleşe bindiler.

Tuleyb (r.a) Zeyneb et-Tâiyye ile evlenmişti.[5] Zeyneb (r.a) Tayy kabilesinden idi. Birgün amcası Velid b. Züheyr kendisini ziyaret için Medine’ye gelmişti. Söz arasında, Esed oğulları kabilesinde Huveylid’in iki oğlu Tulayha ile Seleme’nin kendi kavimlerini ve onlara bağlı olanları Rasûlullah (s.a.v) ile çarpışmaya çağırdığını söyledi. Bunu üzerine Tuleyb (r.a) hemen Velid’i Peygamber Efendimiz’e götürüp Esed oğullarının faaliyetlerini haber verdi.

Rasûlullah (s.a.v) bunu öğrenince Ebû Seleme’yi çağırıp ona bir sancak bağladı ve maiyyetine Muhacirler ve Ensâr’dan 150 kişi verdi. Ona:

“Seni bu askerî birliğe kumandan tayin ettim. Bunları Benî Esedlerin yurduna götür. Onlar sana gelmeden, sen onların üzerine yürü, baskın yap!” buyurdu. Allah’ın emirlerine aykırı tutum ve davranışlardan sakınmasını ve maiyyetindeki müslümanlar için hayırlı olmasını da ona tavsiye etti.

Velid b. Züheyr kılavuzlukta çok mâhir bir insandı. Bu sebeple mücahidlere yol göstermek için o da onlarla beraber gitti. Issız ve sapa yollardan hızla giderek Esed oğullarının toplandıkları su başlarından biri olan Katan’a yaklaştılar. Orada, Esed oğullarının bir kısım yaylım hayvanlarını bulup ganimet olarak aldılar. Çobanlarından üçünü yakaladılar. Kaçan çobanlar, müchidlerin sayısının çokluğundan bahsederek Esed oğullarını korkuttular. Onlar da korkuyla etrâfa dağıldılar.[6]

Başka gazvelere de iştirak eden Tuleyb (r.a) Bizanslılar’a karşı yapılan Ecnâdeyn Savaşı’nda 35 yaşında şehîd oldu (Cemâziyelevvel 13 / Temmuz 634).[7] Yermük Savaşı’nda 15/636 yılında şehîd olduğu da söylenmiştir.[8]

Allah ondan râzı olsun.


[1] Bkz. Selman Başaran, “Ervâ binti Abdülmuttalib”, TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/erva-bint-abdulmuttalib (09.05.2023).

[2] İbn Saʻd, et-Tabakātü’l-kübrâ (Beyrut: Dâru Sâdır, 1968), 3/123; Ebu’l-Fadl Ahmed b. Ali İbn Hacer el-Askalânî, el-İsâbe fî temyîzi’s-sahâbe, thk. Âdil Ahmed Abdülmevcûd – Ali Muhammed Muavvad (Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-ʿİlmiyye, 1415), 3/439.

[3] Ahmed b. Yahyâ el-Belâzürî, Ensâbu’l-eşrâf, thk. Süheyl Zekkâr – Riyâd ez-Zirikli (Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1417), 4/424, 9/416; İbn Hacer el-Askalânî, el-İsâbe, 3/439.

[4] Belâzürî, Ensâbu’l-eşrâf, 1/166-167.

[5] Ebû Abdullah Muhammed b. Ömer el-Vâkıdî, el-Megāzî, thk. Marsden Jones (Beyrut: Dâu’l-Aʻlemî, 1409), 1/344.

[6] Vâkıdî, el-Megāzî, 1/341-344; İbn Saʻd, et-Tabakātü’l-kübrâ, 2/50; Diyarbekrî, Târîhu’l-hamîs, 1/450.

[7] Belâzürî, Ensâbu’l-eşrâf, 4/424.

[8] Mahmut Kavaklıoğlu, “Tuleyb b. Umeyr”, TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/tuleyb-b-umeyr (09.05.2023).