Abdullah bin Şeddâd (r.a) babasından şöyle nakleder:
“Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) Akşam ve Yatsı’nın birinde yanımıza geldiler. Hasan veya Hüseyin’den birini taşıyorlardı. Allâh Rasûlü (s.a.v) öne geçip çocuğu yere bıraktılar. Sonra tekbir getirip namaza durdular. Sonra namaz esnâsında uzunca bir secde yaptılar. Secde çok uzadığı için başımı kaldırıp baktım. Bir de ne göreyim, Rasûlullah (s.a.v) secdedeyken çocuk sırtına binmiş! Hemen secdeme geri döndüm. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) namazı bitirince insanlar:
«–Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz esnâsında öyle uzun bir secde yaptınız ki, bir şey oldu veya Siz’e vahiy geliyor zannettik!» dediler.
Efendimiz (s.a.v):
«–Bunlardan hiçbiri olmadı. Lâkin oğlum sırtıma bindi. Ben, acele edip hevesi geçmeden sırtımdan indirmeyi uygun görmedim (kendisi ininceye kadar bekledim)» buyurdular.” (Nesâî, İftitah, 82, no: 1139)