Bizi Acı İçinde Bırakma!

Hz. Âişe c şöyle anlatır:

“Babam Arapların irtidad ettikleri günlerde kılıcını sıyırıp devesine binince, Ali bin Ebû Tâlib t yanına varıp devesinin yularını tuttu ve şöyle dedi:

«–Sana Peygamber Efendimiz’in Uhud savaşı esnâsında söylediği sözü söylüyorum. O sana: “Sok kılıcını kınına da kendini tehlikeye atıp bizi acı içinde bırakma!” demişti. Vallahi, senin başına bir felaket gelecek olursa, bundan sonra artık İslâm temelli düzelmez!».”[1]

Hz. Ali efendimizin önceki halifelere olan muhabbetinin büyüklüğünü gösteren delillerden biri de Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve halîfelerin vefâtından sonra doğan çocuklarına Ebû Bekir, Ömer ve Osman isimlerini vermesidir.[2] Ondan sonra gelen Ehl-i Beyt de pek çok defâ evlatlarına bu büyük halîfelerin isimlerini vermişlerdir.[3]

Diğer taraftan, Hz. Ali’nin neslinden gelen büyük İmamlar ve insanlar, Hz. Ebû Bekir’in ve diğer ashâbın neslinden gelen insanlarla evlenmişlerdir. Bu da onların arasında bir meselenin olmadığını gösterir. (Mollahâtır, Mekânetü’s-sahâbe, s. 1219-1220)



[1] İbn Asâkir, Târîhu Dımeşk, XXX, 316; Muhibbuddin et-Taberî, er-Riyâdu’n-nadra, I, 148; İbn Kesîr, el-Bidâye, IX, 446; Demîrî, Hayâtü’l-hayvan, I, 70-71.

[2] Halil İbrâhim Mollahâtır, Mekânetü’s-sahâbe, Medîne-i Münevvere 1431, s. 1204.

[3] Ali Muhammed Muhammed es-Sallâbî, Sîratü Emîri’l-Mü’minîn el-Hasen ibn-i Ali bin Ebî Tâlib, Beyrut: Dâru’l-Mârife, 1430, s. 103.

%d bloggers like this: