Rasûlullah Muhabbeti

Hz. Ömer (r.a), Beytülmâl’e gelen ganimet mallarını insanlara taksim etmek istediğinde bu işi nasıl yapması gerektiği husûsunda ashâb-ı kirâm ile istişâre etti. Onlar da:

“‒Kendinden başla!” dediler.

Ömer (r.a):

“‒Hayır!” dedi ve Peygamber Efendimiz’e en yakın olan kişiden başladı. Herkesten evvel ve en fazla Hz. Abbâs’a, daha sonra Hz. Ali’ye verdi… Efendimiz’e yakınlık derecesine göre insanlara öncelik verdi. (Ebû Yûsuf, Harâc, s. 55; İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VI, 457)

Ömer (r.a) en çok malı, ilk müslümanlara veriyordu. Zira İslâm devleti onların omuzlarında yükselmişti. Bir de onlar İslâm’ı daha iyi biliyor ve dünyaya karşı daha zâhid davranıyorlardı. Ömer (r.a), onlara verdiği malın infâk yoluyla topluma dağılarak ictimâî hayatı dengede tutacağını biliyordu. Bir de onları iktisâdî olarak takviye ederek toplum içinde nüfûzlarını artırıyor, böylece onları, emr bi’l-mâruf ve nehy ani’l-münker vazifesini yapmaya daha muktedir hâle getiriyordu. “Veren el, alan elden üstündür” hadîsinin maksadını tahakkuk ettiriyordu.[1]



[1] Ekrem Ziyâ Ömerî, Asru’l-Hilâfeti’r-Râşide, s. 236.

%d bloggers like this: