Ömer ibnü’l-Hattâb (r.a) şöyle anlatır:
Hayber Gazvesi günü idi. Allah Rasûlü (s.a.v) Efendimiz’in ashâbından bir grup geldi ve:
“–Falanca şehit, falanca da şehit” dediler.
Sonra bir adamın yanından geçerken:
“–Falanca kimse de şehit olmuş” dediler.
Bu defâ Efendimiz (s.a.v):
“–Hayır, ben onu, ganîmet mallarından haksız yere aldığı bir hırka içinde Cehennemde gördüm” buyurdular. Sonra da:
“–Ey İbnü’l-Hattâb, git ve insanlara «Cennet’e ancak mü’minler girebilecektir» diye nidâ et!” buyurdular.
Ben de çıktım ve: “Cennete ancak mü’minler girebilecektir” diye nidâ ettim. (Müslim, Îmân, 182)
Kul hakkı o kadar mühimdir ki en yüksek makamlardan biri olan şehidlik bile onu affettiremez. Bu sebeple haksız kazanç ve haramdan şiddetle kaçınmak gerekir.
Peygamber Efendimiz’in Cennet’e sadece mü’minlerin girebileceğini îlan ettirmesi, haksız kazancın ve Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in sözünü hafife almanın îman ile bağdaşmadığını göstermektedir.