Fahr-i Kâinât -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, bir kısım hususları el işaretleriyle izah ettiği gibi, bazı mevzuları da toprak üzerine şekiller çizerek anlatırdı. Bu usul de yine mücerred ve zor anlaşılır şeyleri daha kolay anlatmak içindir.
Abdullah bin Mes’ud -radıyallâhu anh- şöyle haber vermektedir:
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- yere bir dörtgen çizdi. Dörtgenin ortasına, onu bir kenarından keserek dışarı çıkan bir çizgi çekti. Ortadaki bu çizginin iki yanından ona doğru birtakım küçük çizgiler daha çizdi. Sonra çizgileri göstererek şöyle buyurdu:
“Şu insan, şu da onu kuşatmış olan ecelidir. Dörtgeni keserek dışarı çıkan, insanın arzularıdır. Ortadaki çizgiye yönelik küçük çizgiler, dert ve ıstıraplardır. İnsan bu dertlerin birinden kurtulsa, öteki gelip çarpar. Şundan kurtulsa, beriki gelip yakalar.” (Buhârî, Rikâk, 4)
Nebiyy-i Muhterem Efendimiz, bu hâdisede ashâb-ı kiramın önüne bir şekil çizerek insanla onun bitmez tükenmez emellerini tasvir etmiş; insanın bu emellerle arasının ânî musibetlerle, dertlerle veya ölümle nasıl kesildiğini canlı bir şekilde beyan buyurmuştur. Ashabını ve biz ümmetini tûl-i emele karşı dikkatli olmaya ve her an ölecekmiş gibi ihsan duygusu içinde yaşamaya teşvik etmiştir.
Resûl-i Muhterem Efendimiz’in bir mes’eleyi yere şekil çizerek anlatmasıyla ilgili diğer bir misali de İbn-i Abbas -radıyallâhu anhumâ- şöyle anlatmaktadır:
Peygamber Efendimiz yere dört çizgi çizdi ve:
“– Bu çizgileri niye çizdiğimi biliyor musunuz?” diye sordu.
Sahabiler:
– Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler.
Bunun üzerine Allah Resûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem-:
“– Cennet kadınlarının en faziletlileri Hatice bint-i Huveylid, Fâtıma bint-i Muhammed, Meryem bint-i İmran ve Firavun’un hanımı Âsiye bint-i Muzâhim’dir” buyurdu. (İbn-i Hanbel, I, 293)
Efendimiz -aleyhisselâm- burada cennet ehli olan en faziletli dört hanımı, yere çizdiği dört çizgi ile ifadelendirmiştir.
Bunun bir diğer misalini de Allah Resûlü’nün sırat-ı müstakîmi târifinde görürüz. Hz. Câbir -radıyallâhu anh- anlatıyor:
Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in yanında otururken önüne bir çizgi çizdi ve:
“– Bu Allah Teâlâ’nın dosdoğru yoludur” buyurdu.
Sonra söz konusu çizginin sağına ve soluna ikişer çizgi daha çizdi ve:
“– Bunlar da şeytanın yollarıdır” buyurdu.
Daha sonra mübarek ellerini ortadaki çizginin üzerine koydu ve şu âyet-i kerîmeyi kıraat buyurdu:
“Şüphesiz bu, Ben’im dosdoğru yolumdur; öyle ise ona tabi olun. Sizi Allah’ın yolundan ayıracak başka yollara uymayın. Takvaya erişesiniz diye Allah bunları size emretti.” (el-Enâm 6/153) (İbn-i Hanbel, III, 397)
Bazı ilim dallarında meseleleri izah için şekil çizmek zarûrîdir. Matematik, geometri ve fizik bunlardan bazılarıdır. Bunun haricinde diğer ilimleri anlatırken de Allah Resûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in yaptığı gibi imkânlar ölçüsünde tahtaya veya benzeri şeyler üzerine konuyu izah edecek keyfiyette, anlamlı şekiller çizilmelidir. Bunu haricinde akılla beraber insanın gözüne ve kulağına hitap eden her türlü eğitim ve öğretim vasıtasından istifade edilmelidir.