Peygamber Efendimiz’in hanımları sabah namazını Rasûlullah (s.a.v) ile camide kılar, (hava aydınlanıp da) tanınmadan önce çarşaflarına bürünerek hemen evlerine dönerlerdi.[1]
Sabah namazı hava tam aydınlanmadan kılınır, kadınlar selâm verir vermez hemen kalkıp elbiselerine bürünerek evlerine giderler, kimse onları tanımadığı gibi bâzen onlar da birbirlerini tanıyamazlardı.[2]
Rasûlullah (s.a.v) bir gün câmiden çıkarken erkeklerle kadınların birbirine karıştığını görünce kadınlara seslenerek:
“–Çekilin, yolun ortasından yürümeyin, kenarlardan yürüyün” buyurmuştu.
Bunun üzerine kadınlar duvara yakın yürümeye başladılar. Öyle ki bazen elbiseleri duvara takılıyordu.[3]
Hz. Âişe (r.a) Emevîler döneminde kadınlarla erkeklerin birbirine karıştığını görünce:
“Allah Rasûlü (s.a.v) kadınların böyle yaptığını görseydi tıpkı İsrailoğulları kadınlarının câmiden men edildiği gibi bunları da câmiden men ederdi” demiştir.[4]
[1] Buhârî, 1422, “Mevâkīt”, 27; Müslim, “Mesâcid”, 230-232; Ebû Muḥammed ʿAbdullah b. ʿAbdurrahmân ed-Dârimî, Sünenü’d-Dârimî, thk. Ḥüseyin Selîm Esed ed-Dârânî (Riyâd: Dâru’l-Muğnî, 1412), “Salât”, 20.
[2] Bkz. Buhârî, Ezân, 162-166, 157.
[3] Ebû Dâvûd, “Edeb”, 167-168/5272.
[4] Buhârî, “Ezân”, 163.