Ümmü Habîbe (r.a): Sakın Selâmımı Unutma!

Ümmü Habîbe vâlidemizin ismi Remle’dir. Biʻsetten 17 sene önce 593’te doğmuştur. Babası Ebû Süfyan b. Harb, annesi Osman b. Mazʻûn’un halası Safiyye binti Ebi’l-Âs’tır. Ebu’l-Âs da Hz. Osman b. Affân’nın amcasıdır.

Ümmü Habîbe (r.a) Peygamber Efendimiz’den önce onun halası Ümeyme’nin oğlu Ubeydullah b. Cahş ile evliydi. İkinci hicrette Habeşistan’a gittiler. İslâm’dan önce hanîf iken hristiyan olan Ubeydullah orada tekrar hristiyanlığa döndü. Ümmü Habîbe’ye de dönmesi için baskı yapıyordu. Kendini içkiye verdi. Bu duruma çok üzülen Ümmü Habîbe (r.a) kocasından ayrıldı ve çok sıkıntılı günler geçirdi. Ubeydullah bir müddet sonra orada öldü. Ümmü Habîbe (r.a) kabilesine de dönemezdi, zira babası müşriklerin başı idi. Onun bu hâlini bilen Rasûlullah (s.a.v) kendisine evlilik teklif etti, o da büyük bir memnuniyetle kabul etti. Hicretin 7. senesinde evlendiler.

Efendimiz’in evlilik teklifini ulaştırma konusunda Necâşî aracılık etti. Ümmü Habîbe’yi, Habeşistan muhâcirleri arasında bulunan ve babasının amcaoğlu olan Hâlid b. Saîd b. Âs’tan Peygamberimiz adına istedi ve yine Peygamberimiz adına ona 4 bin dirhem mehir verdi. Necâşî bunu yapmakla da kalmadı kendi hanımlarına bütün güzel kokularını Ümmü Habîbe validemize göndermelerini emretti.[1] Onun bu davranışları Peygamber Efendimiz’i ne kadar çok sevdiğini göstermektedir.

Ümmü Habîbe (r.a) ibadetlere düşkünlüğü ve güzel konuşmasıyla tanınır. 65 hadis rivayet etmiştir. 44/664 senesinde vefat etmiş ve Cennetü’l-Bakīʻa defnedilmiştir.[2]

֎

Ümmü Habîbe (r.a) vâlidemiz Habeşistan günlerine âit bir hâtırasını şöyle anlatıyor:

Necâşî’nin Ebrehe isminde bir câriyesi vardı. Rasûlullâh (s.a.v) ile nikâhım Habeşistan’da kıyılıp Medîne’ye gelme hazırlıklarım yapılırken bana:

“–Senden ricam Rasûlullâh’a selamımı söylemen ve getirdiği dîne girdiğimi bildirmendir” dedi.

Ebrehe bana çok lütufkâr davrandı, yol hazırlığımı bizzat yaptı. Yanıma her girdiğinde:

“–Sakın ricâmı unutma! Allâh Rasûlü’ne muhakkak selâmımı söyle” diyordu.

Medîne-i Münevvere’ye Rasûlullâh’ın yanına gelince nikâh safhalarıyla Ebrehe’nin bana yaptıklarını kendisine anlatıp selâmını söyledim. Allâh Rasûlü (s.a.v) tebessüm buyurdu ve:“–Ve aleyhesselâm ve rahmetullâhi ve berekâtüh” diyerek selamını aldı.[3]


[1] Muhibbuddîn et-Taberî, es-Simtu’s-semîn, 151-155.

[2] TİA, “Ümmü Habîbe”, VIII, 252-253.

[3] İbn Saʻd, et-Tabakātü’l-kübrâ, VIII, 98; Muhibbuddîn et-Taberî, es-Simtu’s-semîn, 152-153.