Vefâkârlık İmandandır

Hz. Âişe (r.a) anlatıyor:

Nebî (s.a.v) benim yanımdayken yaşlı bir kadın geldi. Rasûlullah (s.a.v) ona:

“–Kimsiniz?” buyurdu.

“–Ben Cessâme el-Müzeniyye’yim” dedi.

Allah Rasûlü (s.a.v):

“–Hayır, bilâkis sen Hassâne el-Müzeniyye’sin” buyurdu ve:

“–Biz görmeyeli nasılsınız, durumunuz nasıl, şimdiye kadar ne yaptınız ne ettiniz?” diye sordu. O da:

“–Anam babam size fedâ olsun, iyiyiz elhamdülillah yâ Rasûlallâh!” dedi.

Kadın çıkıp gidince:

“–Yâ Rasûlallâh, bu yaşlı kadına ne kadar da iltifat ve îtibâr ediyorsunuz!” dedim.

Allah Rasûlü (s.a.v):

“–O kadın, Hatîce hayattayken bize gelip giderdi. Vefâkârlık ise îmandandır” buyurdu.[1]

Rasûlullah (s.a.v) bir koyun kestiğinde onu parçalar ve Hz. Hatice’nin arkadaşlarına gönderirdi.

Bir şey getirdiğinde veya kendisine bir şey getirildiğinde:

“Bunu falan kadının evine götürün, zira o Hatîce’nin arkadaşıydı”,

“Bunu falan kadının evine götürün, zira o Hatîce’yi severdi” buyururdu.[2]


[1] Hâkim, el-Müstedrek, 1/62.

[2] Muhibbuddîn et-Taberî, es-Simtu’s-semîn, 43-45.