İhlâs

Hz. Âişe (r.a) herhangi bir âileye sadaka gönderdiğinde hizmetçisine:

“−Sadakayı alınca ne dediler?” diye sorardı.

Hizmetçi “Şöyle şöyle dua ettiler” derse Hz. Âişe vâlidemiz de aynı şekilde onlara dua ederdi. Bunu da sadakası sırf Allah rızâsı için olsun ve sevâbı Cenâb-ı Hak katında tam olarak kalsın diye yapardı.[1]

Yaptığı iyilik için kullardan hiçbir şey beklememek, yaptıkları duaya da mukâbele ederek karşılığını vermek sûretiyle sevâbı yalnız Allah’tan istemek ihlâsın zirvesidir.


[1] Ebü’l-Kâsım Cârullah Mahmûd b. Ömer Zemahşerî, el-Keşşâf an hakāiki gavâmızı’t-Tenzîl ve uyûni’l-ekâvîl fî vücûhi’t-te’vîl (Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-Arabî, 1407), [el-İnsan 76/9].