Dünya Üzerinde Sadece Üç Kişi

Abdullah b. Mesʻûd (r.a) Peygamber Efendimiz’i ilk defa Hz. Hatîce ve Hz. Ali ile birlikte Kâbe’yi tavâf ederken gördüğünü ve bu esnâda Hz. Hatîce’nin güzelliklerini örtmüş olduğunu (قَدْ سَتَرَتْ مَحَاسِنَهَا) yani tesettüre çok dikkat ettiğinisöylemektedir.[1]

Afîf el-Kindî şöyle anlatır:

Ben ticâretle iştigal eden biriydim, hacca geldim ve bazı şeyler almak için Abbâs b. Abdülmuttalib’in yanına vardım. O da ticaretle meşgul oluyordu. Ben Mina’da onun yanında iken yanımızdaki çadırdan bir adam çıktı, güneşe baktı, tepe noktadan batıya doğru meylettiğini görünce (Kaʻbe’ye doğru dönüp) namaza durdu. Ardından onun çıktığı çadırdan bir kadın çıktı ve arkasına durarak o da namaza başladı. Aynı çadırdan büluğa yaklaşmış bir çocuk çıktı ve o da onlarla birlikte namaza durdu. Ben Abbâs’a:

“–Bu kimdir ey Abbâs?” dedim.

“–Bu Muhammed b. Abdullah b. Abdülmuttalib’dir, yani kardeşimin oğlu” dedi.

“–Bu kadın kim?” dedim.

“–O da hanımı Hatîce binti Huveylid” dedi.

“–Peki bu genç kim?” diye sordum.

“–O Ali b. Ebî Tâlib, amcasının oğlu” dedi.

“–Bu yaptığı şey ne?” dedim.

“–Namaz kılıyor. O kendisinin peygamber olduğunu iddia ediyor. Ona bu konuda hanımı ve amcasının oğlu olan şu gençten başka kimse tâbî olmadı. Kisrâ ve Kayser’in hazinelerinin kendisine açılacağını söylüyor” dedi.

Eşʻas b. Kays’ın amcasının oğlu olan Afîf (r.a) daha sonra İslâm’a girdi ve güzel bir müslüman oldu. Hep şöyle hayıflanırdı:

“Allah o gün beni İslâm ile rızıklandırsaydı Ali b. Ebî Tâlib (r.a) ile birlikte üçüncü müslüman olurdum.”[2] Bu rivâyet Hz. Hatîce’nin Peygamber Efendimiz’den sonra ilk müslüman olduğunu gösterir.


[1] Şemsüddîn Muḥammed b. Ahmed ez-Zehebî, Siyeru aʻlâmi’n-nübelâ, thk. Şuʻayb el-Arnaût (Beyrût: Müessesetü’r-Risâle, 1405), 1/463.

[2] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1992), 1/209-210; İbn Saʻd, et-Tabakātü’l-kübrâ, 8/18; İbn Asâkir, Kitâbu’l-Erbaʻîn fî menâkıbı ümmehâti’l-mü’minîn, thk. Muhammed Mutîʻ el-Hâfız (Dımeşk: Dâru’l-Fikr, 1406), 48-49; Ebu’l-Fadl Ahmed b. Ali b. Hacer el-Askalânî, el-İsâbe fî temyîzi’s-sahâbe, thk. Âdil Ahmed Abdülmevcûd – Ali Muhammed Muavvad (Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-ʿİlmiyye, 1415), 4/425-426.