Uhud Gazvesi günü Medîne-i Münevvere’deki hanımlar harp sahasından gelecek bir haber alabilme ümîdiyle şehir dışına çıkmışlardı. Hz. Âişe (r.a) da onlar arasında idi. Âişe vâlidemiz Harre mevkiine gelince Hind bint-i Amr’a rastladı. Hind (r.a) kocası Amr b. Cemûh, oğlu Hallâd ve kardeşi Abdullâh’ın şehîd bedenlerini bir deveye yüklemiş götürüyordu. Hz. Âişe ona:
“–Geride ne haber var?” diye sordu.
Hind bint-i Amr (r.a) şu muhteşem cevâbı verdi:
“–Hayırdır, Rasûlullâh sağdır. O sağ olduktan sonra her musîbet hafif kalır…”[1]
Annelerimiz hayatları boyunca devamlı korkulu ve endişeli anlar yaşadılar. Hz. Âişe vâlidemiz de bu endişe ile yollara düşmüştü.
[1] Ebû Abdullah Muhammed b. Ömer el-Vâkıdî, el-Megāzî, thk. Marsden Jones (Beyrut: Dâu’l-Aʻlemî, 1409), 1/265; İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî, 3/216; İbn Abdilber, el-İstîʻâb fî maʻrifeti’l-ashâb, thk. Ali Muhammed el-Bicâvî (Beyrut: Dâru’l-Cîl, 1412), 3/1168.