Birgün Hz. Âişe’nin başı ağrımış ve:
“‒Vay başım!” demişti. Rasûlullah (s.a.v) de:
“‒Eğer sen ölür de ben hayâtta kalırsam senin için mağfiret diler, duâ ederim” diye latîfe yaptı.
Peygamberimizi herkesten kıskanan Hz. Âişe (r.a):
“‒Vay başıma gelenler! Vallahi öyle zannediyorum ki sen benim ölmemi istiyorsun! Eğer ben ölürsem hemen o günün akşamına hanımlarından birine güveyi girersin” dedi.
Hz. Âişe’nin bu sözü üzerine Nebî (s.a.v) şöyle buyurdu:
“‒Âişe, endişelenme. Asıl ben ‘Vay başım’ diyorum. Hattâ Ebû Bekir’e ve oğluna haber gönderip halifeliği Ebû Bekir’e vasiyet etmeyi düşündüm. Böylece bazılarının halifelik husûsundaki dedikodularını ve bu hususta arzusu olanların temennîlerini kesmek istedim. Fakat sonra ‘Allah teâlâ halifeliği hak etmeyen birine vermez, mü’minler de halîfeliğe lâyık olmayan birini ondan uzak tutarlar’ veya ‘Allah teâlâ lâyık olmayan kişiyi hilâfetten uzaklaştırır, mü’minler de hak etmeyen kişiyi o makâma seçmezler’ diye düşünüp bundan vazgeçtim.”[1]
Rasûlullah (s.a.v) vâlidelerimize latîfe yapmayı severdi. Vefatına sebep olan hastalığı esnâsında dahi latîfe yapması onun âilesine karşı ne kadar hoş bir insan olduğunu gösterir.
[1] Buhârî, “Merdâ”, 16, “Ahkâm”, 51; Müslim, “Fedâilu’s-Sahâbe”, 11.