Tesbih ve Hamdi Çoğalttınız

Allah Rasûlü (s.a.v) son zamanlarında:

سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ أَسْتَغْفِرُ اللهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ

“Ben Allâh’ı ulûhiyet makâmına yakışmayan sıfatlardan tenzîh eder ve O’na hamd ederim. Allah’tan beni affetmesini diler ve O’na tevbe ederim” sözlerini sık sık söyler olmuştu. Hz. Âişe vâlidemiz:

“–Yâ Rasûlallâh! سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ أَسْتَغْفِرُ اللهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ sözlerini pek sık söylediğinizi görüyorum, bunun sebebi nedir?” diye sordu.

Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

“–Rabbim bana ümmetim içinde bir alâmet göreceğimi haber verdi. Ben onu görünce سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ أَسْتَغْفِرُ اللهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ sözünü söylemeyi çoğalttım. O alâmet Allah’ın şu sözünde haber verdiği şeydir:

اِذَا جَٓاءَ نَصْرُ اللّٰهِ وَالْفَتْحُ (فَتْحُ مَكَّةَ) وَرَاَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ ف۪ي د۪ينِ اللّٰهِ اَفْوَاجاً، فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ، اِنَّهُ كَانَ تَوَّاباً

‘Allâh’ın yardımı ulaşıp fetih (Mekke’nin fethi) gerçekleşince ve insanların grup grup Allâh’ın dinine girdiklerini gördüğünde Rabbini hamd ile tesbîh et ve O’ndan mağfiret dile! Çünkü Allâh tevbeleri çok çok kabûl edendir’.[1]

Hz. Âişe vâlidemiz Peygamber Efendimiz’i çok dikkatli takip ettiği için onun hayatındaki ufacık bir değişikliği bile hemen farkeder ve sebebini sorardı.


[1] Müslim, “Salât”, 220.