Münâfıkların fitne ve fesatları netîcesinde vukû bulan İfk Hâdisesi’nde uzun müddet sıkıntı ve meşakkatlere mâruz kalan Allah Rasûlü (s.a.v) hanımlarından Zeyneb binti Cahş ve Hz. Âişe’nin câriyesi Berîre (r.a) ile istişâre etmiş, onların Âişe vâlidemiz hakkındaki fikirlerini sormuştu.[1] İkisi de hüsn-i şehâdette bulundular. Hz. Âişe (r.a) bu hususta şöyle der:
“Rasûlullâh (s.a.v) hâdiseyi tahkîk esnâsında Zeyneb binti Cahş’a da benimle alâkalı görüşünü sormuş ve:
‘–Ey Zeyneb, bu hususta ne biliyorsun, ne gördün?’ buyurmuş. O da:
‘–Ey Allâh’ın Rasûlü, kulağımı işitmediğim, gözümü de görmediğim şeylerden dâimâ muhâfaza ederim. Ben Âişe hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum’ demiş.
Zeyneb, Peygamber Efendimiz’in zevceleri arasında bâzı fazîletleri sebebiyle benimle boy ölçüşen birisiydi. (Fırsat elindeyken, beni gözden düşürerek Allah Rasûlü’ne daha yakın olmayı düşünebilirdi.) Ancak Allah teâlâ verâ ve dindarlığı sebebiyle onu bu meselede müfterîler tarafında yer almaktan korudu.”[2]
[1] Buhârî, “Şehâdât”, 16.
[2] Buhârî, “Şehâdât”, 15, 30; Müslim, “Tevbe”, 56.