Yavrum Koş!

Hz. Âişe vâlidemiz ashâb-ı kirâmın Allah yolundaki gayret ve şevkine dâir bir müşâhedesini şöyle nakleder:

“Hendek Gazvesi günü insanların ardından gittim. Arkamdan bir ses geldi, dönüp bakınca Saʻd b. Muâz ile kardeşinin oğlu Hârise b. Evs’i gördüm. Olduğum yere çöktüm. Saʻd’ın sırtında dar bir zırh vardı, kolları zırhtan dışarı çıkmıştı. Cihâda katılmayı teşvik eden ve ecel geldiğinde ölümün ne kadar güzel olduğunu bildiren bir şiir okuyordu. Annesi ona:

‘–Evlâdım koş, Allah Rasûlü’ne yetiş, geciktin vallâhi!’diyordu. Ben:

‘–Saʻd’ın zırhı parmaklarına kadar bütün vücûdunu örtseydi iyi olurdu’ dedim. Açık kalan kollarından okla vurulabileceği endişesini taşıyordum. Bu sözüme karşılık annesi bana:

‘–Allah hükmünü yerine getirir (takdîr edilen ne ise ancak o olur)’ dedi. Hakîkaten Saʻd o gün kolundan yaralandı.”[1]


[1] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1992, 6/141. Krş. İbn Hişâm, es-Sîretü’n-nebeviyye, 3/226-227.