Tıb Bilgisi Nereden Geliyor?

Urve b. Zübeyr (r.a), teyzesi Hz. Âişe’ye:

“‒Anneciğim! Senin kuvvetli anlayışına ve fıkhına şaşmıyorum, ‘Peygamber Efendimiz’in zevcesi ve Hz. Ebû Bekir’in kızı’ diyorum. Şiir, Arap kültür ve târihi ile alâkalı ilmine de şaşmıyorum, ‘Hz. Ebû Bekir’in kızıdır, o bu hususta insanların en âlimi veya en âlimlerinden biriydi’ diyorum. Ancak Tıb ilmine şaşıyorum. O ilmi nasıl elde ettin, bu ilim sana nereden geldi?”

Hz. Âişe vâlidemiz Urve’nin omzuna vurarak şu îzâhı yaptı:

“‒Ey Urvecik! Rasûlullah (s.a.v) ömrünün son zamanlarında hastalanırdı. Ona her yönden Arap kabilelerinin heyetleri gelirdi. Bunlar Efendimiz’in hastalığı için ilaçlar tarif ederlerdi. Ben de o ilaçları Rasûlullah (s.a.v) için hazırlardım. İşte Tıp ilmim oradan geliyor.”[1]


[1] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 6/67.