Teyemmüm Eden Kişi Ellerine Bulaşan Toprağı Üfler mi?

Bir kişi Ömer bin Hattâb (r.a)’a gelip:

“‒Ben cünüp oldum, su da bulamadım (ne yapayım?)” diye sordu.

(Ömer [r.a]:

“‒Ben olsam su buluncaya kadar namaz kılmazdım.” cevabını verdi.[1])

Bunun üzerine Ammâr bin Yâsir (r.a), Ömer bin Hattâb (r.a)’a:

“‒Hatırlamıyor musun, birlikte bir seferde idik. (Seninle benim gusül abdesti almamız gerekmişti. Su bulamayınca) sen namaz kılmadın. Ben ise toprak üstünde yuvarlandıktan sonra namaz kılmıştım. Bu yaptığım işi daha sonra Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’e arzettiğimde Allah’ın Nebîsi (s.a.v):

«‒Sana şu kadarı yeterdi!» buyurup ellerini yere vurmuş, ellerine bulaşan toprağı üfledikten sonra iki avucu ile mübarek yüzlerini ve ellerini (kollarını) meshetmişlerdi.” (Buhârî, Teyemmüm, 4)

Şerh:

Ömer (r.a), ya vaktin çıkmasına kadar su bulurum ümidiyle namazı kılmamış veya teyemmümün sadece küçük hadesi (abdestsizlik hâlini) izâle edeceğini zannetmiş olabilir. Bu ikinci ihtimâl daha kuvvetlidir.

Teyemmüm alırken ellere bulaşan toprağı üflemek, müstehap veya sünnettir. Bu hareket, ele ve bedene eziyet verecek kum taneleri ile toprağa bulaşan diğer yabancı şeyleri gidermek veya ele çok top­rak yapıştı ise onu azaltmak içindir. Bazı rivayetlerde “ellerini silkeledi” ifadesi yer almaktadır.


[1] Bkz. Müslim, Hayz, 112; Ebû Dâvud, Tahâret, 121/322.

%d bloggers like this: